CUMARTESİ ANNESİ HANİFE YILDIZ: ANNELER GÜNÜ'NÜN BENİM İÇİN BİR ANLAMI KALMADI, ANNELİĞİM ELİMDEN ALINDI

Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması için adalet talebiyle 998'inci kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.

GÜNDEM 11.05.2024 16:53:00 0
CUMARTESİ ANNESİ HANİFE YILDIZ: ANNELER GÜNÜ

 Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması için adalet talebiyle 998'inci kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Bu hafta açıklamasında gözaltında kaybedilen Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy’un akıbetini soran Cumartesi Anneleri, Anneler Günü’nü hatırlatarak, "Bizi unutmayın" dedi. 29 yıldır gözaltında kaybolan oğlunu bulmak için mücadele eden Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, "Yarın Anneler Günü evladımı kaybetmekle birlikte anneliğimi de ben kaybettim. Hiç bir anne evlatsız bırakılmasın. Ömrümün çoğu oğlumu aramakla geçti. Bundan sonra ne kadar yaşarım ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Herkes evladına baktığı zaman bir de bizi hatırlasın. Çocuklarıyla oturup yemek yediklerinde zaman bizi hatırlasınlar. Ben bu ülkede 20 yıl çalıştım. Bastığımız her taşta benimde emeğim var ama çocuğuma bir mezar hakkı verilmedi. Anneliğimde elimden alındı, çocuğum elimden alındı" dedi.   

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini soran ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul-Beyoğlu’nda 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bugün Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu. Cumartesi Anneleri bu hafta, Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy için adalet istedi.

"YARIN, CUMARTESİ ANNELERİ'NE KARŞI DUYARSIZLIĞINIZIN SON GÜNÜ OLSUN" 

Yapılan açıklamada, “Yarın Anneler Günü. Yarın Anneler Günü’nü kutlarken Cumartesi Annelerini unutmayın… Bir yandan evlatlarının mezarlarına ulaşmak için ömürlerini tüketirken bir yandan da evlatları her an gelecekmiş gibi giysilerini ütülü, hemen uzanacaklarmış gibi yataklarını temiz tutan anneleri hatırlayın… Evlatlarının 50 yıl, 40 yıl, 30 yıl önce olduğu gibi anahtarlarıyla kapıyı açıp ‘anne ben geldim’ diyen seslerini duymayı umut etmekten hiç vazgeçmeyen anneleri hatırlayın… Yarın, Cumartesi Anneleri’ne karşı duyarsızlığınızın son günü olsun…” denildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

Bu haftaki basın metnini İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan, okudu.  Arcan şunları söyledi:

"ÇOCUKLUKTAN KALMA İZDEN TEŞHİS EDİLDİ"

"998. haftamızda yine kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray Meydanı polis bariyerleri ile kapatılmış durumda. Kayıplarımızın fotoğrafları ve onların mezarlarına bırakamadığımız karanfillerimizle polis bariyerlerinin önündeyiz. 998. haftamızda bizi Galatasaray’a çıkmak zorunda bırakan inkâr ve cezasızlık politikalarının bir örneği olarak Halil ve Kasım Alpsoy dosyalarını kamuoyu ile paylaşıyoruz. 37 yaşındaki Halil Alpsoy, 12 Mayıs 1994 gecesi eşi ve 40 günlük bebeğiyle birlikte akraba ziyaretinden dönüyordu. İstanbul Kanarya’daki evinin önünde bekleyen polisler tarafından gözaltına alındı. Eşi itiraz edip bağırıp yardım istediğinde, kimliklerini gösteren polisler, “Merak etme. Karakola kadar götürüyoruz. Yarım saat sonra gelir” dediler. Beyaz Toros araçla götürülen Halil Alpsoy bir daha evine dönemedi. 18 gün sonra, işkenceden tanınmaz hale gelmiş bedeni, İstanbul’a 530 km uzaklıktaki Kırıkkale’de ormanlık bir alanda bulundu. Üzerinde kimliğini belirlemeye yarayacak hiçbir şey yoktu. Halil’in gözaltındayken ceketinin astarına gizlice yazdığı anlaşılan evinin telefon numarası, onun cansız bedeninin bulunmasını sağlamıştı. Kardeşleri, tanınmaz hale gelmiş Halil’i, elindeki çocukluktan kalma izden teşhis edebildi.

"DEVLETİN EVRENSEL HUKUK NORMLARI İÇİNDE HAREKET ETMEK ZORUNDA OLDUĞUNU HATIRLATMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ"

Halil Alpsoy'un gözaltına alınmasından bir hafta sonra, 18 Mayıs 1994 günü sabaha karşı polisler, amcasının oğlu Kasım Alpsoy’un Adana’daki evine baskın yaptı. Uzun menzilli silah taşıyan çelik yelekli, maskeli polisler, 30 yaşındaki Kasım Alpsoy’u gözaltına aldı. Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na götürülen Alpsoy, burada içinde istihbaratçıların da bulunduğu bir ekip tarafından sorgulandı. Gözaltına alındığı günün akşamı Kasım Alpsoy’u serbest bırakıp kimliğine el koydular. “Yarın gel. Kimliğini al!” dediler. Eve döndüğünde işkenceden perişan haldeydi. Ertesi gün, kimliğini almak üzere bir akrabasıyla birlikte Seyhan İlçe Jandarma Komutanlığı’na gitti. Akrabası tüm gün kapıda bekledi, ancak Kasım Alpsoy girdiği o binadan bir daha çıkamadı. Ailelerinin tüm girişimlerine rağmen, 30 yıldır devletin yetkili makamları onların akıbetlerini açığa çıkaracak, sorumluları tespit ederek, cezalandırılmalarını sağlayacak araştırma ve soruşturmalar yapmadı. Bugün bir kez daha adli makamları, Halil ve Kasım Alpsoy’un gözaltında kaybedilmesi ile ilgili olarak adil, tarafsız ve etkin bir soruşturma başlatmak için göreve çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Halil ve Kasım Alpsoy için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz"

"HİÇ BİR ANNE EVLATSIZ KALMASIN"

23 Şubat 1995 tarihinde kendi elleriyle polise teslim ettiği ancak bir daha haber alamadığı oğlu Murat Yıldız’ın akıbetini öğrenmek için 29 yıldır mücadele eden Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, ANKA Haber Ajansı'na şunları anlattı:

"29 yıl oldu, düşünün çeyrek asır oldu. Evladımı kaybettikleri yetmediği gibi bir de bunun zulmünü yaşıyorsunuz. Yarın Anneler Günü evladımı kaybetmekle birlikte anneliğimi de ben kaybettim. Çünkü tek evladımdı. Tek dayanağım. Onunla birlikte tek başına yaşadık. Her şeye göğüs gerdik 19 yaşına kadar. Ne yazık ki onun cahilliğinden, benim cahilliğimden evladımı kendim devlete güvenerek ‘yanlış bir şey yaptı’ diye götürdüm. ‘Sen bunu yapamazsın bizim devlete karşı gelecek gücümüz mü var’ diye götürdüm. Ama ne yazık ki 23 Şubat 1995 itibaren bu acıyla, evlat hasretiyle yaşıyorum. Kendi annemi çok önceden kaybettim. Annemin mezarı köyde. Annemin mezarına gidemiyorum. Benim oğlum da kaybedildi. Oğlumda benim Anneler Günümü kutlamıyor. Ben yine de evlatlarıyla yaşayan tüm annelerin Anneler Günü’nü kutlarım. Hiç bir anne evlatsız bırakılmasın. 

"ANNELİĞİMİ KAYBETTİM"

Anneler Günü’nün benim için bir anlamı kalmadı. Çünkü ben anneliğimi de kaybettim. Bir annenin gününün anlamlı olması için  ya evinde çocuğun olacak ya da torunların olacak, gelecekler Anneler Günü’nü kutlayacak, benim için öyle bir anlamı olur. Düşünün bir baykuş nasıl bir viranede oturuyor kendi kendine düşünüyor. Ben her bayram, her yılbaşı, her anneler gününde oturup düşünüyorum. Oğlumun sesi kulağımda çınlıyor ama kendisi yok. Bu kadar zulüm yeter diyoruz. Mesela bugün hayatını kaybeden annelerin fotoğraflarını elimizde tuttuk. Bu anneler evlatlarının akıbetini öğrenmeden, adalete ulaşmadan bir mezarı olmadan aramızdan ayrıldı gittiler. Ben de o anneler gibi olacağım diye düşünüyorum. O da ayrı bir üzüntü insana veriyor. Başkalarını anlatıyor torunlarım var diye. Benim yok. Oğlumun yerini tutacak, onun kokusunu bana tattıracak oda yok.   

"ÇOCUKLARIYLA OTURUP YEMEK YEDİKLERİNDE BİZİ HATIRLASINLAR"

Artık bunu duymaları lazım. Bugün gerçekten hiç mi utanmadılar. O anneler evlatlarını aradılar ne adalete erişebildiler, ne akibetlerini öğrenebildiler onlar o acıyla hala mezarlarında rahat uyuyamıyorlar. Hepimiz acı içindeyiz. Herkes elini vicdanına koysun. Hem alanımız açılsın (Galatasaray Meydanı) hem çocuklarımız akibetini hem de adalet yerini bulsun diye uğraşıyoruz. Devlet diyor ki yumuşayalım. Yumuşamaları için önce o bariyerlerin kaldırılması lazım. En ağır acı evlat acısı, bunun yanına bir de kayıp acısı. İki acının ağırlığının yükünü yıllardır taşıyorum. Şunun şurasında ömrüme ne kaldı. Ömrümün çoğu oğlumu aramakla geçti. Bundan sonra ne kadar yaşarım ne kadar dayanabilirim bilmiyorum. Herkes evladına baktığı zaman bir de bizi hatırlasın. Çocuklarıyla oturup yemek yediklerinde zaman bizi hatırlasınlar.    

"MEZARDA DA OLSA GİDİP OĞLUMLA KONUŞMAK HELALLEŞMEK İSTİYORUM"

Ben her yemeğe oturduğumda her lokmam boğazıma diziliyor. Biliyorsun inanamıyorsun. Acaba aç mı. Ben yolda biri para istediğinde ona dikkat ediyorum belki benim oğlumdur diye düşünüyorum. Bu çok ağır bir acı. Hiç bir anne kendisinden önce kızın veya oğlunun  evladının mezarını görmek istemez. Buna bile razı olduk. Onu bile vermediler. Ben bu ülkede 20 yıl (fabrika işçisi olarak) çalıştım. Bastığımız her taşta benim de emeğim var ama çocuğuma bir mezar hakkı verilmedi. Anneliğim de elimden alındı, çocuğum elimden alındı. Ben oğlumun akıbetini öğrenmek ve annelik hakkımı mezarda da olsa gidip oğlumla konuşmak onunla helalleşmek istiyorum" 

 

 


 

Haber Kaynak : ANKA HABER
  • BIST 100

    10743,2%1,17
  • DOLAR

    40,59% 0,02
  • EURO

    46,48% 0,37
  • GRAM ALTIN

    4300,94% 0,64
  • Ç. ALTIN

    6928,30% 0,05

BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANI RIZA AKPOLAT'IN BALDIZI HAKKINDA KARAR

ÖZGÜR ÖZEL’DEN YARKADAŞ’A TEPKİ: ATATÜRK SEVGİMİZ TARTIŞILMAZ

AYM'DEN RASİM OZAN KÜTAHYALI'YA SOĞUK DUŞ!

ÖZEL: İMAMOĞLU ADAY OLMAZSA BEN DE ADAY DEĞİLİM

UKOME 2025 TEMMUZ AYI TOPLANTISI YAPILDI

31 KİŞİNİN KATLEDİLDİĞİ DOSYADA 5 HİZBULLAHÇININ MAL VARLIĞI SERBEST

İPTAL KARARI DİNLENMEDİ: ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’NDE İNŞAAT HIZLANDI

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN KARARIYLA MADEN-İŞ'İN GREVİ 60 GÜN ERTELENDİ

ERDOĞAN İMZASIYLA: BOĞAZİÇİ REKTÖRÜ İNCİ TÜBİTAK’TA GÖREVE BAŞLADI

15 BATI ÜLKESİNDEN FİLİSTİN'İN TANINMASI İÇİN ORTAK ÇAĞRI

TÜRK-İŞ'TEN GREV KARARI: 500 KURUMA GREV KARARI İLANI ASILACAK

PASİFİK’TE KABUS: RUSYA’DA 8.8’LİK DEPREM, TSUNAMİ ALARMI!

AFAD KARARI: HATAY’DA EL KOYMA 2025’E KADAR!

ÖNTÜRK: YEŞİL BİR GELECEK İÇİN HAREKETE GEÇİYORUZ

ÖZEL: CHP GENEL BAŞKANI'YSAN ÖLÜNECEK GÜN ÖLECEKSİN; HER ŞEYİ GÖZE ALDIM…

ÖZEL'DEN HAKAN FİDAN'A SERT TEPKİ… DERİN ADAM POZLARIYLA BAKANLIK OLMAZ!”

KAYMAKAM OĞLUYLA TARTIŞAN 5 ÇOCUK KARAKOLDA DARBEDİLDİ

ALİ KOÇ GÖREVİ RESMEN BIRAKTI

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’NDEN 403 BİN METREKARE FAHRETTİN KOCA’YA! BAŞARIR’DAN SERT ÇIKIŞ: UTANMIYOR MUSUNUZ?

AYAKLARI DIŞARIDA ARAÇ KULLANAN KİŞİ BAŞSAVCININ OĞLU ÇIKTI

HATAY’DA TARTIŞMA KANLI BİTTİ:DAYISINA KURŞUN SIKTI, ARDINDAN KENDİNİ VURMAK İSTEDİ

İMAMOĞLU'NDAN İKTİDARA ORMAN YANGINLARI ELEŞTİRİSİ: GERÇEKLERİ GİZLEMEYİN

ÖZGÜR ÖZEL'DEN KOMİSYON AÇIKLAMASI: 'NİTELİKLİ ÇOĞUNLUK' İSTEDİ, ANAYASA TAVRINI KORUDU

KARABÜK’TE ORMAN YANGINI BÜYÜDÜ, KÖY VE MAHALLELER BOŞALTILDI

ÖZEL’DEN DEĞİŞİM VE İKTİDAR MESAJI: “KAYIT DIŞI SİYASET YOK”

İSFALT VE İETT’YE SORUŞTURMA DALGASI: ÇOK SAYIDA ŞÜPHELİ GÖZALTINDA

AKP’Lİ METİNER’DEN SDG ÇIKIŞI

APO’NUN YANINDAKİ VEYSİ AKTAŞ’IN KUZENİ ALİ İHSAN AKTAŞ…

ERDOĞAN,AVUKAT İNAL’IN GÖREVİNE SON VERDİ

İMAMOĞLU’NDAN YARGI ELEŞTİRİSİ...

Yükleniyor


BEŞİKTAŞ BELEDİYE BAŞKANI RIZA AKPOLAT'IN BALDIZI HAKKINDA KARAR

ÖZGÜR ÖZEL’DEN YARKADAŞ’A TEPKİ: ATATÜRK SEVGİMİZ TARTIŞILMAZ

AYM'DEN RASİM OZAN KÜTAHYALI'YA SOĞUK DUŞ!

ÖZEL: İMAMOĞLU ADAY OLMAZSA BEN DE ADAY DEĞİLİM

İPTAL KARARI DİNLENMEDİ: ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’NDE İNŞAAT HIZLANDI

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN KARARIYLA MADEN-İŞ'İN GREVİ 60 GÜN ERTELENDİ

ERDOĞAN İMZASIYLA: BOĞAZİÇİ REKTÖRÜ İNCİ TÜBİTAK’TA GÖREVE BAŞLADI

  • Perşembe 33 ° / 22.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 31.1 ° / 23.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 33.2 ° / 22 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Süper Lig LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2