AVUKAT MERİÇ EYÜBOĞLU: "GÖRÜNTÜ KAYITLARI BUGÜNE KADAR POLİSİN UYGUN GÖRDÜĞÜ ŞEKİLDE VERİLDİ"

Öğretmen Metin Lokumcu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Artvin’in Hopa ilçesine ziyareti sırasında yaşanan olaylarda polisin biber gazı kullanması nedeniyle kalp krizi geçirerek hayatını yitirmesi ile ilgili 13 polis hakkındaki yargılama bugün devam etti. Avukat Meriç Eyüboğlu, "Görüntü kayıtları bugüne kadar mahkemeye polisin uygun gördüğü şekilde parçalara bölünmüş, kesilmiş, sırası karıştırılmış ve oynanmış şekilde sunuldu" dedi.

Öğretmen Metin Lokumcu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde Artvin’in Hopa ilçesine ziyareti sırasında yaşanan olaylarda polisin biber gazı kullanması nedeniyle kalp krizi geçirerek hayatını yitirmesi ile ilgili 13 polis hakkındaki yargılama ikinci gününde, Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.

"MAHKEME OLAY TUTANAĞINDA İMZASI OLAN POLİSLERİN DİNLENMESİNE KARAR VERDİ"

Duruşma sonrası açıklamada bulunan dava avukatı Meriç Eyüboğlu, şöyle onuştu:

"Olay tutanağında imzası olan polislerin dinlenmesine başlanmıştı tanık olarak dinlendiler. Olay tutanağında 32 tane polisin imzası var. Bu 32 imzacının 3 tanesi zaten bu davada yargılanan sanıklar. Artvin İl Emniyet Müdürü, Hopa İlçe Emniyet Müdürü gibi. Kalan 29 kişiden 9 kişi dinlendi. Biz olay tutanağının çok doğru tutulmadığını, olay tutanağında imzası olanların, olay tutanağına ilişkin sabaha karşı 5’te imza atmak suretiyle haberdar olmadıkları bir tutanağa imza attıklarını, dinlenen 9 kişide trafik görevlisi gibi basın açıklamasının yapıldığı alanda da miting alanında da olmayan kişilerin yer aldığını, görgü ve bilgi sahibi olmadıklarını ifade ettik. Mahkeme olay tutanağında imzası olan polislerin çağrılmasına ve dinlenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşmada dinlenmeye devam edilecek. Şebnem Hoca dün TTB tarafından hazırlanan bilimsel mütalaayı dün anlatırken mahkeme başkanı da sanıkların avukatları da bizler de çeşitli sorular sorduk. Bu sırada bir belge vardı Hopa Devlet Hastanesi’nin 2008 yılına ait belgesiydi bu. Bu belgede Metin Hocamızın taşikardi yani kalp çarpıntısı şikâyetiyle hastaneye geldiği ve 2 hafta bu hastanede kaldığı iddiası vardı. İddia diyorum bu belgeyi doğrulayacak hiçbir kayıt gönderilmemişti. Mahkemeye gönderilen 1 sayfalık yazıda da herhangi bir laboratuvar tetkiklerinin yapılmadığı, kan tetkiklerinin yapılmadığı kayıtlıydı. Bu belgenin tıbbi olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığını söyledik ve mahkeme bu konudaki tartışmamızı haklı buldu. Oluşturduğu kararlardan bir tanesi de şu Hopa Devlet Hastanesi’ne yazı yazarak şunu soruyor mahkeme, 'bu dönemde bu kişi 2 hafta kaldıysa hangi tetkikler yapıldı, bu tetkiklere ilişkin tıbbi kayıtları gönderin' diyor. Böylece tıbbi kayıt olup olmadığı, tetkik yapılmadığı ortaya çıkmış olacak.

"HAM GÖRÜNTÜLERİN İSTENMESİNE KARAR VERİLDİ"

Dosyada ilk andan itibaren var olan görüntü kayıtlarının tamamı, polis kamerasından çekilen görüntülerin tamamı bir bütün olarak dosyaya hiçbir aşamada sunulmadı 11 yıldır 8 aydır. Görüntü kayıtları bugüne kadar mahkemeye polisin uygun gördüğü şekilde parçalara bölünmüş, kesilmiş, sırası karıştırılmış ve oynanmış şekilde sunuldu. Mahkeme bu konudaki tartışmamızı haklı buldu ve o gün çeşitli illerden gelen 7 ayrı ilin emniyet müdürlüğüne yazı yazılarak polis kamerasıyla çekilen görüntülerin ham halini, üzerinde hiçbir işlem yapılmamış halinin istenmesine karar verdi. Ham kayıtlar gelsin gerçek neyse ortaya çıksın.”

"DEMOKRASİ METİN LOKUMCU DEVLET DERSİNDE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜR"

İzmir Barosundan görevlendirilen avukat Özcan Yücel, şöyle konuştu:

"Niye bu kadar dertleniyoruz, neden bu kadar sahip çıkmaya çalışıyoruz Metin Lokumcu dosyasını? Aslında bakarsanız duruşmada da tutanaklara geçen tarifiyle söyleyeyim, Metin Lokumcu devlet dersinde öldürülmüştür. Bizim için bu dosyanın tarifi ve özeti bu kadar açık ve nettir. Görüntü kayıtları geldiğinde görülecek ki hiçbir müdahalesi ve karşı çıkışı olmayan Metin Lokumcu gazlarla, TOMA’larla müdahalelerle katledilerek öldürülmüştür. Bu mahkeme Türkiye’nin demokrasi geleceği açısından bu mahkemeden çıkacak sonuç önemlidir."