Fikri SAĞLAR


Ders çıkarmalı…

Bir seneyi geçen bir süredir İsrail, dünyanın en büyük soykırımcılığını yapıyor.


Yaklaşık 60 bin Filistinliyi, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden hunharca öldürdü. Çağımızın “Haydut devleti” tanımına uygun olarak vahşet saçıyor.

Şımarık çocuklar gibi arkasındaki ABD gücüne güvenerek, Ortadoğu’nun kabadayısı edasıyla dünyayı tedirgin ediyor.

Çünkü İsrail, belki Hitler’in mezalimiyle karşılaştığı “Nazi soykırımı travmasının” oluşturduğu kin ve nefretle, ırkına, dinine, bakmadan kendisinden farklı olan herkese ve her ülkeye saldırma soysuzluğunu yapabilecek zihniyette olduğunu dünya aleme ilan ediyor!

∗∗∗

Üçüncü Binyıla girerken küresel güçlerin arasındaki güç farkı olabildiğince açıldı.

11 Ekim saldırısı sonrası, Oğul Bush’un Birleşmiş Milletler toplantısında tam bir Kovboy edasıyla, “ABD’ye karşı olan her ülke, toplum ya da kişi hedefimizdedir ve onlara yaşam hakkı tanımayacağız” diyerek, El Kaide ve lideri Usame Bin Ladin’i birincil hedef göstererek İslami teröre savaş açmıştı. Hedef belliydi!  Emperyal güçlerin uzaktan kumandayla yönettiği ve en büyük enerji rezervlerine sahip olan Ortadoğu’daki, kukla aşiret  devletçiklerine el koyarak, kendilerine bağlamaktı.

∗∗∗

Aslında, aşiret devletçiklere ve sahip oldukları kaynaklara “el koyacak stratejiyi oluşturma” konusunda uzmandılar.

1917’de İngilizler Bağdat’a girdiğinde, “İngiliz ordusu işgal için değil, özgürlük getirmek için burada” açıklamasını unutmadan, bugüne bakmak gerekir.

∗∗∗

Aslında 19. Yüzyıldan beri emperyalist devletlerin en önemli bilgi ve istihbarat kaynağı arkeologlardı…  Birçok ülkenin İstihbarat servisi arkeologlardan oluşmaktadır. Arkeolog ve seyyah Gertrude Bell olayını hatırlayalım;  Bağdat’a giren İngilizlerin bölge insanı ile irtibat kuracağı yegâne insan durumundaki Bell’den,” Irak ve Türkiye hakkında rapor” hazırlaması istenmiş, Irak’ta kurulacak olan manda yönetimi buna göre şekillenmiştir!

Bu nedenle Gertrude Bell, “Irak’ın Sınırlarını Çizen Kadın” olarak ün salmıştır. Dahası, Gertrude Bell’in yetiştirdiği Thomas Edward Lawrence, özellikle Arap Yarımadası’nda yürüttüğü istihbarat faaliyetleri ile ün kazanmış, bölgede Osmanlı Devleti’ne karşı başlatılan Arap isyanının siyasi, taktik ve lojistik açıdan daha sistemli bir hal almasında önemli rol oynamıştır. İngilizlerin ünlü casusu Arabistanlı Lawrence’nın: “Osmanlı İmparatorluğu’nu Ortadoğu’da parçalama başarısını, yöredeki etnik mozaiği birbirine karşı kullanarak elde ettim.” Sözü, bugün dahi yabana atılmaması gereken bir uyarıdır. Nitekim Birçok yerde, benzeri strateji ve taktikleri denediler ve başardılar.

İsrail’inde kurulması bu yöntemle olmuştur. İngiliz ve Fransız diplomatları Mark Sykes ve François Georges-Picot tarafından Osmanlının bölgedeki topraklarının pay edilmesini içeren anlaşmada, “Arap aşiretlerinin Osmanlı egemenliğine karşı ayaklanmaları karşılığında bağımsız kalacakları” vaat ediliyordu. 90 milyon nüfusa sahip İran, dünyadaki 3. Büyük petrol rezervine sahip olmasına karşın,9 milyon nüfuslu İsrail’in karşısında büyük sıkıntı yaşıyor.

Nedeni belli. Selefi bir anlayışla yönetilmek, Bağnaz dincilik yapmak...  Çağdaş eğitimi, bilimsel gelişmeyi değil de sadece atom bombası yapmayı hedefleyen, dünyanın gelişimine ayak uydurmak isteyen, gençlerin özgürlük sınırlarını kısıtlayan, kadınların saçına, giysisi, davranışı ve düşüncelerine engel olan baskıcı bir yaşam biçimi uygulamak. Vatandaşı değil, molaları önceleyen bir ülke haline dönüşmek.

Laiklik anlayışında vazgeçen, dolayısıyla evrensel hukuku dışlayan, bu nedenle hakkın ve adaletin oluşmasına izin vermeyen İran, İsrail’in bilgi birikimi, teknik ve taktik gelişimine ayak uyduramıyor.

 

İsrail, İran’ın içinde üs kurabiliyor. En yüksek yöneticilerinin ev ve çalışma ofislerini işaretleyerek vurabiliyor.

Savaşı kendi lehine çevirecek her imkânı, hem de İran’ın içinde bulabiliyor ve de kullanabiliyor.

Yani İran’da Mossad cirit atıyor.

∗∗∗

Oysa İran, tarihte çok güçlü devlet oluşturmuş, kadim bir uygarlığa,  bir deneyime sahip!

Dünyaya, eğitimde önderlik eden, felsefenin üstünlüğüyle insanlığı geliştiren, gücün yöneticisi ve uygarlığın oluşmasında katkısı olan bir kültürün var edildiği bir ülke. Bu ülke nasıl İsrail’in tasallutu altında ezilir.

İçinde olduğu bu kabul edilmez durumun tek nedeni, DİN VE DEVLET İŞLERİNİ BİRBİRİNDEN AYIRAMAMALARIDIR…

∗∗∗

Humeyni Fransa’da uzun süre kaldı. Sonra bir gün aniden İran’a döndü.

O günden beri ülkeyi akıl değil, uhrevi duygular yönetiyor.

İran’ın kadim devlet kurumları yok edildi. Ya da değiştirildi.

Dünyanın en zengin petrol yataklarından gelen para halka değil Mollalara aktarıldı!

Sonuç, emperyallerin elinde sömürüye açık bir ülke oluştu!

Bu durum size tanıdık geliyor mu?

Yani Türkiye ders çıkarmalı!

Bu nedenle hemen seçim yapılmalı!

  • BIST 100

    9339,59%-0,11
  • DOLAR

    39,42% 0,23
  • EURO

    45,38% -0,21
  • GRAM ALTIN

    4297,68% 0,31
  • Ç. ALTIN

    6927,68% -0,09
  • Çarşamba 35.7 ° / 18.9 ° Güneşli
  • Perşembe 36 ° / 19.8 ° Güneşli
  • Cuma 34.3 ° / 19.1 ° Güneşli

Hatay

18.06.2025

  • İMSAK 03:28
  • GÜNEŞ 05:11
  • ÖĞLE 12:42
  • İKİNDİ 16:31
  • AKŞAM 20:02
  • YATSI 21:38