Fikri SAĞLAR


Bugün İsrail’in İran’a saldırısının 12. günü! Ders çıkarmak!(2)

TV’ler de, atılan füzeler, bombalar ve çöken binalar, harabeye dönen kentleri gördükçe, çocuğunu, eşini, dostunu kaybeden insanların canhıraş bağırışlarını duydukça, savaşın insanlık adına ne büyük vahşet olduğunu bir kez daha anlıyoruz.


Hamas’ın 7 Ekim 2024’te gerçekleştirdiği İsrail topraklarına sızarak “Aksa Tufanı Operasyonu’nu “adlı saldırısına İsrail ordusu, havadan ve karadan yaptığı saldırılarla büyük ve kanlı bir savaşı başlamıştı…

Öyle ki; 6 Ekim 1973’te Mısır ve Suriye liderliğindeki Arap Devletlerinin İsrail’e karşı başlattıkları “Yom Kippur” savaşındaki acımasızlıktan daha büyünü bugün İsrail yapıyor.

Savaş soykırıma dönüşmüş, dünya ise, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu sadece kınamıştır.

∗∗∗

Emperyal devletler tarafından sadece kınanarak kollanan şımarık Netanyahu, bu savaşta, yaklaşık 1.960 askerini kaybetmiş, karşılığında 52.500’u sivil olan, 54 bin Filistinliyi öldürmüştür.

Acımasızca okul ve hastanelere de saldırmaktan geri kalmayarak, uluslararası hukuk ve etik kurallarına uymamış, insanlık dışı vahşi soykırım suçunu da pervasızca işlemiştir. Bu saldırılarda, 1,9 milyona yakın GAZZELİ ve 500 bin İSRAİLLİ de yerinden edilmiştir. Aslında ABD’nin 51. eyaleti olarak bilinen İsrail, saldırılarını, Lübnan ve Suriye’den İran’a taşımıştır.

12 gündür süren vahşi savaş, karşılıklı büyük yıkımlara yol açmaktadır.

İsrail’in  saldırısının nedeni, “ İran’ın Nükleer Bomba” imal etme çabasıdır.

Oysa bunun bir aldatmaca olduğu, ABD’nin, İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerini vurmak için ilk kez kullandığı GBU-57 bombaları sonrası ortaya çıktı.Tıpkı Irak’ta olduğu gibi Emperyal yayılmacılık için bir oyun oynandığı belli.

MOP adı verilen bu bombalar, 18 metre kalınlığındaki betonu kırabiliyor ve metrelerce derinliğe ulaşabiliyor. Fordo’daki uranyum zenginleştirme tesislerine inen tünellerin 80-90 metre derinliğinde olduğu tahmin ediliyor. Ancak şu ana kadar atılan MOP bombalarının etkisi açıklanamadı. Yalnızca ABD’yi savaşa sürükleyen Trump, operasyonun  başarılı olduğunu söylüyor. O da inandırıcı değil. Üstelik ABD Senatosu, Trump’ın azledilmesi için bir tartışma başlattı, çünkü  “savaş izni” yalnızca Senato tarafından verilebilir. Bilindiği gibi Uranyum, nükleer yakıtın yanı sıra nükleer bomba yapımında da kullanılabiliyor. Uzmanlara göre radyasyon sızıntısının boyutu ve etkisi, ne tür bir tesisin vurulduğuna bağlı. Örneğin; Enerji üretimi yapan “nükleer enerji santrallerinin” hedef alınması, daha büyük risk taşıyor. “Uranyum zenginleştirme” tesislerinde meydana gelebilecek hasarın yol açacağı sızıntılarsa daha sınırlı oluyor. Son gelişmeleri değerlendiren uzmanlar, mevcut şartlarda büyük çaplı bir nükleer sızıntı ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyorlar.

∗∗∗

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Enerji Enstitüsü’nden Nükleer Uzman Profesör Doktor İskender Atilla Reyhancan, “İsrail ve ABD’nin hedef aldığı nükleer tesislerin enerji üreten santraller değil uranyum zenginleştirilen tesisler olduğunu vurguluyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (IAEA) yapılan açıklamada, Fordo özelinde, tesisin dışındaki radyasyon seviyesinde bir artış görülmediği dünyaya duyuruldu…

Hemen komşu coğrafyada bulunan Suudi Arabistan da” radyasyon seviyelerinde bir artış olmadığını” açıkladı. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının 21 Haziran’da yaptığı açıklamada,” ABD tarafından hedef alının tesislerde nükleer malzeme bulunmadığı ya da düşük oranlarda doğal ya da az zenginleştirilmiş uranyum bulunduğu belirtildi.”

Tüm bu açıklamalar İran’ın bomba üretmediğini gösteriyor. Öyleyse İsrail “kendi halkıda dahil olmak üzere”, bunca insanı neden öldürdü?. Bunca kenti neden harabeye çevirdi?  Anlaşıldığı gibi, Irak’la başlayan, Arap Baharı, Afganistan, Suriye ve şimdi İran’la devam ediyor. Geçen yazımda vurguladığım, “NATO’nun 2022 de kabul ettiği yeni konseptiyle artık küresel bir müdahale gücü olarak “Rusya ve Çin gibi İran’ın da hedef de olduğu açıklaması, “Büyük Ortadoğu Projesinin” hızlıca hayata geçirildiğini gösteriyor! Anlaşılan Trump’ın hileli emperyal oyunun, dünyayı etkilediği gibi bizi de etkileyecek. Demokrasiye inanmış, laik, insan haklarına saygılı, bağımsız ve tarafsız bir yargıya sahip, özgürlükten yana, üreten ve hakça bölüşen şeffaf bir ülke güçlü olur. Güç, uluslararası platformlarda etkin olunmayı ve diplomaside söz sahibi olmayı sağlar. İtilen kakılan değil, saygı duyulan bir hale gelinmesinin tek yolu, iç bütünlüğü sağlamaktan geçer. Kimlik siyaseti yapanlara değil, ilkeli olanlara ve ideolojilerini ülkenin çıkarına kullananlara el ve yer vermek gerekir.

∗∗∗

Aşağılayan, ayıran, çatıştıran siyasal yönetimler, başarısız olur. Sinen, Korkan ve Özgüveni olmayanlar ise baskıcı ve işkenceci olur. Sinmenin nedeni cehalettir.

Korkunun nedeni cibilliyetsizliktir. Özgüvensizlik zaafları getirir, işte o zaaflarda ülkenin geleceğini yok eden “Büyük Ortadoğu Projesinin Türkiye’de uygulanmasına neden olur. İran’ın durumuna düşmemenin tek yolu “erken seçimdir…”

  • BIST 100

    9448,9%3,36
  • DOLAR

    39,60% -0,03
  • EURO

    46,07% 0,37
  • GRAM ALTIN

    4228,67% -1,44
  • Ç. ALTIN

    6791,55% -2,29
  • Salı 36.8 ° / 18.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.8 ° / 19.4 ° Güneşli
  • Perşembe 37.1 ° / 19.6 ° Güneşli

Hatay

24.06.2025

  • İMSAK 03:29
  • GÜNEŞ 05:12
  • ÖĞLE 12:43
  • İKİNDİ 16:32
  • AKŞAM 20:03
  • YATSI 21:39