SAVAŞ, SURİYELİLERİN HIZLI NÜFUS ARTIŞINA DİKKAT ÇEKTİ 

SAVAŞ, SURİYELİLERİN HIZLI NÜFUS ARTIŞINA DİKKAT ÇEKTİ 

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, canlı yayın konuğu olduğu televizyon programında Suriye’deki savaşın Hatay’a olan etkileriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

9 yıldır yaşanan sürecin Hatay halkı için de pek çok sıkıntıya neden olduğunu vurgulayan Başkan Savaş, Suriyelilerin hızlı nüfus artışına dikkat çekti. Savaş, 'Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar' dedi.
Suriye’deki savaşın Hatay’a olan etkilerini değerlendiren Savaş, şunları söyledi:
“Bu tabii ki zor ve çetrefilli bir konu. 9 yıldır Hatay halkı sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sıkıntılar çekiyor. Süreç uzadıkça da bu konu demografik olarak da hem Hatay’ın hem de Türkiye’nin canını yakacak çok önemli bir konu. Hatay’da resmi rakamlara göre 500 binin üzerinde Suriyeli insanların olduğu gösteriliyor. Resmi rakamlar dışında da baktığınız zaman sadece Reyhanlı’nın kendi nüfusu 80 bin ama şu andaki görünen nüfusu 230 bin. Diğer ilçelerimizde de Suriyeliler var.
'İLÇELERİMİZDE BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLSALAR RAHATÇA KAZANIRLAR'
Ben seçimden önce bir çadıra gittim. Suriyeli kadın ve erkek 26 yaşında. 6 yıl önce Hatay’a gelmişler. Her yıl bir çocuk doğurmuşlar. Bu durum normal değil ama savaş psikolojisi her yıl çocuk yapmalarına sebep olmuş. Şu anda Türkiye’de 1 milyon 660 bin Hataylı nüfus var. 500 bin üstünde 600 bine yakın da Suriyeli nüfusu var. Geçtiğimiz zamanlara ilk yıllarda 3’te bir doğumlar vardı ama şu anda yüzde 55 civarında. Böyle giderse şu anda belli ilçelerimizde belediye başkanlığına aday olsalar rahatça kazanırlar.
“YILLAR GEÇTİKÇE SOSYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE EKONOMİK SORUNLARIMIZ GİTTİKÇE ARTMAKTA”
Suriyeliler tabii ki din kardeşlerimiz; bakabilir, misafir edebiliriz. Belli şartlarda belli sürelerde bunu yapabiliriz. Yıllar geçtikçe sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sorunlarımız gittikçe artmakta. Sadece Suriye bağlantılı günde 250 tır ihracat yapardık. Şu anda bir tane TIR'ımız ihracat yapamıyor. Eğer yapılabilirse 25 günde bir Basra Körfezi’ne kadar deniz yolu ile yüz tane konteynır gönderebiliyorsunuz. Onların da bir kısmı yolda çürüyor. Bunun dışında Suriye kapısının kapanması, Mısır’dan olan bizim karayollarının anlaşmasının iptali, Suudi Arabistan’ın bize ambargo koyması bütün bunlarla birlikte pandemi bizim ekonomimizi çok etkiledi.
“2011 YILINDAKİ İHRACAT SEVİYESİNE DÜŞTÜK”
2011 yılındaki ihracat seviyesine düştük. Sadece 2019-2020 arasındaki ihracat düşüşü yüzde 16-17’lerde. Ve bizim insanımız son üç yılda bin dolar kadar yıllık gelirinde aşağıya düştü. Özellikle kırsal kesimde tarlada çalışan insanlar daha fazla Suriyeli çalıştırıyor, çırak veya kalfa olarak iş yerlerinde çalışanlar daha fazla Suriyeli oldu.  Bizim çocuklarımız asgari ücretle ve sigortalı çalışırken şu anda asgari ücret almadan kaçak olarak çalışmak zorunda kalıyor. Hal böyle olunca da birçok evlilik geçim derdinden dolayı yıkılıyor. Bizim sadece ova tarafında 9 ilçemiz var. Suriyelilerin çoğunluğu o taraftalar. Su harcamamız şu anda iki katından daha fazla oldu. Normalde 9 ilçemizin çöp toplamada günlük 800 tondu. Şu anda bin 500 tona çıktı.
2019 yılında Birleşmiş Milletler 15 Temmuz’da yayımladığı bir rapor var. O yayında Hatay sınırındaki duvarın öbür tarafındaki bölgeyi dünyanın terörist çöplüğüne benzetiyor. Şu anda biz sadece sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sıkıntılar yaşamıyoruz. Hemen sınırımızda yarına ne olacağı belli olmayan kendi sınırımızdan içeri girip de bizleri rahatsız edip etmeyeceğini bilmediğimiz bir durumla karşı karşıyayız.
Suriyelilerin birçoğunda evlerinde huzur yok. Kalabalık bir şekilde aynı evde yaşıyorlar. Birçok çocuğun eli kalem tutmuyor. Eli kalem tutmayan çocuklar Ortadoğu’da teröristler gibi başka insanları vurabileceklerdir. Yani biz bu çocuklara kalem tutturmazsak yarın silah, esrar, eroin veya uyuşturucu satacaklardır.
'ÇOCUKLARIN ÇİZDİKLERİ TEK ŞEY SAVAŞ İLE İLGİLİ RESİMLERDİ'
Bizim iki kardeş şehrimiz var. Onlar ile birlikte iki okul yaptık. Biri Reyhanlı diğeri de Altınözü ilçesinde. Reyhanlı’da 24 derslik okulda okul açıldıktan bir sene sonra çocuklara resim sergisi yapalım dedik. Resim yarışması yaptıktan sonra tüylerimiz diken diken oldu. Çocukların çizdikleri tek şey savaş ile ilgili resimlerdi. Bugün bu ruh hali ile yetişen çocukların yarın bu bölgede ne yapabileceklerini düşünemiyoruz.
“BU SIKINTILARIN NE ZAMAN BİTECEĞİNİ BİLMEK İSTİYORUZ”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışması ile Fransız işgalinden kurtulmuş bir şehiriz. Kendi devletimizi kurmuşuz. Ve daha sonra Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir serhat şehri olmuşuz. Hatay halkı Türkiye Cumhuriyeti’nin bir şehri olmasından mutlu. Ama biz 9 yılı aşkın süredir bütün bu sıkıntıları çekiyoruz. Bu sıkıntıları niçin çektiğimizi bilmek istiyoruz. Bu sıkıntıların ne zaman biteceği bilmek istiyoruz.”
“SURİYE’DEKİ SAVAŞIN BİR AN ÖNCE BİTMESİNİ İSTİYORUZ”
Suriye konusunda hükümetten adım atılmasını beklediklerini belirten Savaş, “Tabii ki onlar bizim komşularımız. Osmanlı Döneminde aynı devletin insanlarıydık. Bizim hepimizin akrabalığı var. Ama şu bir gerçek ki Allah kardeşi kardeş yaratmış cebini de ayrı yaratmış. Kendi geleceğini de ayrı yaratmış. Suriye’deki savaşın bir an önce bitmesini istiyoruz. Savaşın bitmesi için de egemen güç olarak kendini tasvir eden devletleri hem de kendi ülkemizi yöneten hükümetin bu konuda adımlar atmalarını istiyoruz” dedi. Lütfü Savaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“BARIŞ OLDUĞU ZAMAN HERKES EVİNE RAHATÇA GİDER”
“Bugüne kadar majör bir problem yaşamadık. Ama kendi aralarında ve bize karşı birçok problemi, gelen misafirler aracılığıyla yaşadık. Sınır ötesinde hemen sınıra yakın yerlerde çadır kentler kuralım. Sağlıklarını, barınmalarını, gıdalarını, giyimlerini ve eğitimlerini her şeyi orada karşılayalım. Bu hem Türkiye adına çok daha faydalı olur hem de orada barış olduğu zaman herkes kendi evine rahatça gider. En az ekonomik kayıpla da biz bu işi atlatırız dedim ama sesimi dinletemedim.” 
“MAALESEF HÜKÜMET, HİÇBİR ŞEKİLDE BU KONUDAKİ FİKİRLERİMİZİ DİNLEMEK İSTEMEDİ”
Bu konu hakkında görüşme gerçekleştirmek amacıyla adımlar attığını açıklayan Savaş, “O zaman Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakandı. Başbakanlıktan randevu istedim. Randevu alamadım ama ondan sonraki süreç içerisinde Adalet Bakanı Sadullah Ergin vardı. Maalesef hükümet il belediye başkanı olduğum halde bizim hiçbir şekilde bu konudaki fikirlerimizi dinlemek istemedi. Ben randevu vermeyince iptal ettim” dedi. Savaş, şunları söyledi:
'SURİYE’DEKİ BARIŞ ORTAMI DEMEK HATAY’DA VE TÜRKİYE’DE BARIŞ ORTAMI DEMEK'
“Biz o günlerden bundan 9 buçuk yıl öncesinden beri aynı şeyi söylüyoruz. Suriye’nin bütünlüğü demek Hatay’ın ve Türkiye’nin bütünlüğü demek. Suriye’deki barış ortamı Hatay’da ve Türkiye’de barış ortamı demektir. Biz ülke olarak da oradaki egemen güçler için de aynı şeyi söylüyorum. Hepimizin Suriye’nin 3’e veya 4’e bölünmesinden yana olmamamız gerektiğini ve Suriye’nin bütünlüğünün sadece kendisi için değil tüm bölge için gerekli olduğunu ifade ettim. Altyapı, eğitimleri, gıdası, giyinmeleri, barınması ve sağlık harcamalarıdır bunlar ile ilgili yapılan yardımlara teşekkür ediyoruz.”
“LÜTFEN HERKES ÖNCELİKLE BARIŞ İÇİN ADIM ATSIN”
Gerçekleştirdiği görüşmelerde barışın sağlanması amacıyla adım atılması gerektiğinin altını çizen Savaş, “Benimle konuşan bütün büyükelçilere, temsilcilere ve başkonsoloslara söylediğim lütfen herkes öncelikle barış için adım atsın. Suriye’deki barışa katkı sağlasın. Suriye’deki barışa herkes katkı sağlarsa bu kadar para dökmek zorunda kalmazsınız. Biz de bu kadar meşakkat çekmek zorunda olmayız. Her gelen büyükelçiye ve temsilciye bunları anlatıyorum” dedi.