İsmail Tatlıoğlu, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanı görevinden instagram hesabı üzerinden yaptığı duyuru ile istifa etmesi ve devlet erkânından açıklama yapılmamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Devletin bu kadar sorunu varken, sosyal medya üzerinden devletçilik oynamak bir acziyet sergilemek son derece üzücüdür. Son derece acziyet ifadesidir' diyen Tatlıoğlu'nun basın toplantısında öne çıkanlar şöyle:
DÖVİZ MALİYETİ VERGİLERLE EŞİT: Merkez Bankası Başkanı'nın değişmesi... Temel sorunumuz buralarda yatmaktadır. Merkez Bankası'ndaki başkanlık yıllık nöbete dönüşmüştür. Türkiye’de merkez bankacılığının öldüğüne bir kez daha şahit olmaktayız. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde hiçbir merkez başkanı başkanı sabaha karşı alınmaz, verilmez. Bu yeni parlamentonun üçüncü tanıştığı başkanı olmuştur, buna da şimdilik diyoruz. Kurumlar çalışmıyorsa, sistemden bir şeyler beklemek beyhudedir. Merkez Bankası, Ziraat Bankası, İş Bankası gibi kamu bankası hüviyetine dönmüştür. Merkez Bankası özelliği ve özerkliği özellikle son 10 yıldır sayın Erdoğan’ın kurumsal yapıyı yıkıcılığından kurtulamamıştır. Bu tür kurumlar, kişilere bağlı olarak yükselip düşmezler. Kurallara bağlı olarak yükselip düşerler. Merkez Bankası'nın geldiği nokta Türkiye için çok olumsuzdur. Sadece 1 Ocak’tan kasıma kadar 10 aylık döviz kurundaki farklılığın Türkiye’ye maliyeti, 900 milyar liradır. 900 milyar lira ne demektir. Bugünlerde görüşülen 2021 bütçesinin toplam vergi gelirlerine denktir. Merkez bankacılığını yıktığımız için Türkiye’nin dövizle karşılaştığı maliyet şu elimizde, Türkiye’nin toplayacağı vergiler bu elimizde. Birbirine eşit. Devletin ihtiyaçlarının neden karşılanmadığını görüyoruz.
AİLE İÇİ DEVLETÇİLİK: Dünden beri Türkiye’nin Maliye Bakanı yoktur. Adeta bir ciddiyetsizlik örneği.Üniversite araştırmalarının her üç çocuktan biri ısınamıyor dediği ülkede, maalesef aile içi devletçilik oyunları sergileniyor. Bu ciddiyetten uzak tavrın göstergesidir. Bugünkü yönetimin tipik bir göstergesidir. Devlet yönetiminde binlerce yıldır geleneği olan bir ülkede bir nepotizme boğulmuş yönetim anlayışı içinde nasıl sürüklendiğinin göstergesidir. Türkiye’nin siyasal iklimin değişmesi gerektiğini söyleyen İYİ Parti ne kadar doğru bir tespitte bulunduğunu kamuoyu önünde bir kez daha sergilemiş durumdadır.
YÖNETİM ÇİFTÇİYE SIRTINI DÖNDÜ: Geçtiğimiz hafta tarım bütçesi görüşüldü. Türkiye’de sayın Cumhurbaşkanı da bakanlar da bizler de tüm siyasi ve devlet kadroları da tarımın önemine dem vurmuştur ve doğrudur. Tarım her zaman önemli bir sektör olarak karşımızdadır ama bütçeye baktığımızda bir tespiti kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. 2021 Bütçesi'ne bakıyoruz. Son bir ayda tarımsal girdiler yüzde 24 yükselmesine, bazı mallarda yüzde 60’a veren maliyet artışına rağmen çiftçiye verilen destek hiçbir artışa sahip değildir. Bu, çiftçiye sırtını dönmüş bir yönetimin göstergesidir. Tarım sektörü ne yazık ki önemi giderek azalan bir sektördür ve tarımla uğraşanlar giderek fakirleşmektedir.
BERAT ALBAYRAK'IN İSTİFASI: Instagramı en dikkatli okuması gereken Tayyip Erdoğan’dır. Seçime kadar bari devletin ne olduğu şeklinde bir düşünce içerisinde görevini yerine getirmelidir. Devletin bu kadar sorunu varken, sosyal medya üzerinden devletçilik oynamak bir acziyet sergilemek son derece üzücüdür. Son derece acziyet ifadesidir. Türkiye’nin geleneği bunlar değildir. En eski devlet geleneğine sahip olan ülkelerden biridir. Bu mesajları en dikkatli Erdoğan’ın okuması, düşünüp ne yapması gerektiği sonucunu çıkarması gerekir. Hala meşhur İletişim Başkanı’ndan açıklama yok. RTÜK Başkanı mesajını gördüm, bunlar muz cumhuriyetlerinde bile kabul edilebilir değildir. Türk bürokrasisi bu değil. Son ciddiyetsizliğe baktığımızda Türkiye’nin hazinesi kimlere emanet edilmiş sorusunun cevabıdır bu. Bu zihniyet, bugün sarayın zihniyetidir. ev içinde devletçilik oyununa dönmüştür. son derece üzücüdür. ”
KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ İDDİALARI: Bu (Kabine değişikliği iddiaları) Erdoğan’ın bileceği iş. Biz milletimiz ile beraberiz. Bu millet seçime gidecektir. İnsanlar otokratik baskıya rağmen konuşmaya başlamışlardır.
