İSVEÇLİ GAZETECİ MEDİN'E ‘CUMHURBAŞKANINA HAKARET’ SUÇUNDAN CEZA

İSVEÇLİ GAZETECİ MEDİN

"Cumhurbaşkanına Hakaret" suçundan tutuklu yargılanan İsveçli gazeteci Joakim Medin 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tahliyesine karar verilen Medin, bir başka dava kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklu bulunması nedeniyle cezaevinden salınmayacak.

İsveç gazetesi Dagens ETC adına Türkiye'deki Ekrem İmamoğlu protestolarını takip etmek için gelen İsveçli gazeteci Joakim Medin 27 Mart 2025'te İstanbul Havalimanında gözaltına alınmıştı.

"Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla yargılanan Medin 28 Mart'ta tutuklanarak Marmara Cezaevi'ne götürülmüştü.

Medin'in yargılandığı davanın ilk duruşması bugün görüldü. Medin, duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlandı.

Duruşmayı, Avrupa Parlamentosundan Jonas Sjöstedt, İsveç Parlamentosundan Ulrika Westerlund, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü adına Martin Roux, İsveç'in Ankara Büyükelçisi Malena Mard ve DİSK Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu da takip etti.

"İDDİANAME BANA ULAŞMADI"

Medin çevirmen aracılığıyla yaptığı savunmasında, iddianamenin kendisine ulaşmadığını belirterek, “Cezaevine bugün dahi sormama rağmen herhangi bir belge tarafıma ulaşmadı. Savunmamı yapmak için süre istemiyorum, şu an ifade vermek istiyorum” şeklinde konuştu.

Hakim Medin'e Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın resmi ve maketi önünde LGBTİ bayrağı tutturulduğu ve "Erdoğan’ın onur yürüyüşünden sonra hükümet sessiz kaldı” şeklindeki paylaşımı sordu."

Medin, soruya şu şekilde yanıt verdi:

"Suçsuz olduğumu düşünüyorum. Ben Stockholm’de 7 aylık hamile eşimle birlikte yaşıyorum. Gazeteciyim ve uzun yıllardır Dagens ETC’de dış basında çalışıyorum.

Ben aslında öğretmenim. 2019 yılında gazetecilik mesleğine başladım. Filistin’de, İsrail’de yaşanan insan hakları ihlallerini haberleştirdim. O zamandan bu yana politik ve çatışmalı durumları haberleştirdim.

Ayrıca Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ve İslamofobi konusunda çalışıyorum. 6 adet kitap kaleme aldım. Son kitabım ile araştırmacı gazetecilik konusunda ödüle aday gösterildim.

Dış haber muhabiri olarak pek çok ülkeye seyahat ediyorum ve haberler yapıyorum. Başta Türkiye dahil olmak üzere İsrail, Suriye, Lübnan gibi ülkelerde uzun süreler geçirdim.

Son 6 ayda Nepal, Ukrayna, Filistin gibi ülkeleri de gezdim. Özellikle son 3 yıldır da Ukrayna ve Filistin hakkında haberler yapıyorum.

Farklı ülkeler ve liderler hakkında haberler ve analizler yapıyorum. Bunun başında da Binyamin Netanyahu yer alıyor.

"TARAFIMA DETAYLI BİLGİ VERİLMEDİ"

İlk kez cezaevine girmediğini, daha önce Beşar Esad hükümetinde de hapse girdiğini belirten Medin, Türk yargılaması sonucu beraat edeceğine inandığını söyledi. Medin şöyle devam etti:

İstanbul’a 27 Mart tarihinde geldim. Bundan 2 gün sonra da İsrail’e gidecektim, bu seyahatim hakkında da izin belgem var. Beni havalimanında alıkoydular ve polis merkezine götürdüler. İngilizcesi yetersiz olduğu için polis memuru çeviri uygulaması kullanıyordu. Tercüman ve avukat hazır değildi. Neden gözaltına alındığım hakkında tarafıma detaylı bilgi verilmedi.

Bir belgeyi imzalamam istendi ancak belgede ne yazdığını bilmediğim için sorgu tutanağını imzalamadım. Bu ise bir polis tarafından imzalandı ve bana bir örneği verilmedi. Sonrasında bir hücreye konuldum. Burada tuvalet ve suya erişimim yoktu. Yemek de verilmedi. Orada bir gece geçirdim. O zamandan bu zamana kadar neden tutuldum bilmiyorum."

"İDDİANAME PAYLAŞMADIĞIM BİR POST İLE BAŞLIYOR"

Hakim, Medin'in ifadelerinin savunmaya ilişkin olmadığını söyleyerek savunma yapmasını istedi.

Bunun üzerine Medin’in yanındaki avukatı "Karşılaşılan durumlar soruşturma aşamasındaki ihlalleri gösteriyor. Bunu kayıt altına almamız lazım. Bunlar dosyanın esasına etki eder” diye konuştu.

Savunmasına devam eden Medin Şöyle devam etti:

"Benim emniyette alınan ifademde ‘İsrail’e Netanyahu ile görüşmeye gideceğim’ şeklinde ifade geçilmiş. Oysa ben ‘İsrail’e Netanyahu’nun politikaları hakkında haber yapmaya gideceğim’ demiştim. Saatler içerisinde tutuklandım.

Maltepe Cezaevi’ne gittiğim sırada konsolosluğa haber verebildim. Bu iddianame benim katılmadığım bir protesto ve paylaşmadığım bir post ile başlıyor. 11 Ocak 2023 tarihinde küçük bir aktivist grup tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maketi belediyenin şehir merkezindeki binasına asıldı.

Bu eylemlerini sosyal medyadan da paylaştılar. Ben eylemde değildim, iş için Almanya’daydım. 11 Ocak’taki protesto hakkında da bir paylaşımda bulunmadım. Buna karşılık Türkiye medyasında bu eyleme dair haberler yapıldı.

Türkiye hükümeti bu durumdan hoşnutsuzdu. Bundan bir sene öncesinde İsveç’in NATO’ya giriş sürecine ilişkin haber yapmak için görevlendirildim. İsveç’in NATO’ya üye süreci hayati önemdeydi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından İsveç’te insanlar tedirgin oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İsveç’in NATO’ya girmesi konusunda talepler sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı pek çok protesto haberleri, İsveç hükümetinin buna karşı tepkisine ilişkin haberler yapıldı. Bu iki makalede aslında bunları yazdım.

"AMACIM CUMHURBAŞKANINI AŞAĞILAMAK DEĞİLDİ"

Mart 2023’te yayımlanan ilk makalesinin ‘Türkiye İsveç’ten yeni bir terörle mücadele yasasının geçirilmesini istedi’ konulu olduğunu söyleyen Medin, Türkiye İle İsveç dışişleri bakanının bir görüşme gerçekleştirdiğini belirtti.

Medin, şöyle devam etti:

"PKK bayrağının yasaklanmasını kabul etti ancak bu İsveç’te ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyordu.

Sonrasında da bu yasa geçti. Bu ilk makale bu yasanın geçtiği gün yayımlandı. İsveç’te de bunun üzerine eylemler yapıldı Kürt örgütleri tarafından. Benim çalıştığım gazetedeki haber editörleri bu nedenle bu fotoğrafı seçtiler. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi makalenin fotoğrafını muhabirler değil, editörler seçer.

Görebildiğimiz üzere bu görsel iki ayrı fotoğrafın birbirine eklenmiş, yani fotomontaj var. Talepleri göstermek adına birleştirilmiş. Ben bunu sosyal medyadaki takipçilerim görsün diye paylaşırken linkini eklediğimde bu fotoğraf otomatikman açıldı. Benim amacım Cumhurbaşkanını aşağılamak değildi."

"FOTOĞRAFTAN BEN SORUMLU DEĞİLİM"

Medin, ikinci makalesinde kullanılan görselin de aynı motivasyonla seçildiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu fotoğrafın olduğu olay Ağustos 2023’te her yıl gerçekleşen Stockholm'deki onur haftası etkinlikleri kapsamındaydı. Bu fotoğraf benim tarafımdan değil, aktivistler tarafından çekildi. Gazetedeki çalışan editörler bu fotoğrafları seçtiler.

Bu bayrağı binlerce insan taşıyor eylemlerde. Ama bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maketinin eline neden koyduklarını bilmiyorum. Bu fotoğraf hakkında Türkiye’de de çok haberler yapıldı ve hükümet tarafından tepki gösterildi.

Ben de gazetem tarafından İsveç’in NATO’ya üyeliği süreci hakkında haber yapmakla görevlendirildiğim için böyle bir makale konu aldım. Çünkü bu maket dünya çapında büyük dikkat çekti. Bu haberde büyük bir kamu yararı vardı.

Amacım Türkiye Cumhurbaşkanını aşağılamak değildi. Cumhurbaşkanının elinde bayrak olan bu fotoğraftan ben sorumlu değilim. Herhangi bir sosyal medya hesabımdan da paylaşmadım."

"GAZETECİLİKTEN BAŞKA BİR ŞEY YAPMADIM"

Yaptığı şeyin gazetecilik olduğunu ve gazetecilikten başka bir şey yapmadığını belirten Medin, bütün makalelerini sosyal medyadan paylaştığını söyleyerek şöyle devam etti:

"Ben Türkiye’ye daha önce çok defa geldim, eğer Türkiye’de suç olduğunu düşündüğüm bir şey yapsaydım zaten Türkiye’ye gelmezdim. Bu soruşturma devam ederken zaten iki kez Türkiye’ye geldim. Gelmekten de çok mutluyum.

Benim hiçbir zaman amacım Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aşağılamak değildi. Gazetecilik açısından da birini aşağılamak etik açıdan kabul edilir değil. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin lideri ve dünyaca biliniyor, NATO sürecinde de oldukça etkindi. Kendisi hakkında ister istemez makalelerimize yer veriyoruz. Ben evliyim, eşim 7 aylık hamile ve ilk çocuğum olacak. Evime gitmek istiyorum, kızımın doğumunu görmek istiyorum"

MEDİN'İN AVUKATI KONUŞTU

Medin’in avukatı Veysel Ok da şunları söyledi:

"Onur Yürüyüşü'nde İsveç Başbakanı vardı. İsveç Başbakanının olduğu yürüyüşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın maketinin olmasının haber değeri vardır. Makalede bu konu olmuştur.

Müvekkil İsveç kamuoyuna, İsveççe bir haber yazıyor. İsveç’te yazılan bir makalenin Türkiye'de yargılama konusu olması Türkiye’nin itibarı konusunda olumsuz bir durumdur. Medin’in haber konusu görsel Türkiye'de A Haber’de dahil yayımlanmıştır.

Bu İsveç medyasına da haktır ve ifade özgürlüğüdür. Yazdığı haberler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı rahatsız etmiş olabilir ama doğrudan bir aşağılama söz konusu olmadığı takdirde ifade özgürlüğü kapsamındadır. Medin gazetecilik yapmıştır. Derhal beraatini talep ediyoruz."

SAVCI TUTUKLULUĞUNUN DEVAMINI İSTEDİ

Savcı, Medin'in "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan cezalandırılmasına ve tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi.

Medin, esasa ilişkin savunmasında, "Ben Cumhurbaşkanına hakaret etmedim. Yalnızca makale yazdım. Fotoğraf seçimi ise editörler tarafından yapıldı. Bu nedenle beraatimi istiyorum" dedi.

Söz alan avukat Veysel Ok da "Gazeteciler bu sabah Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a Joakim’i sorduğunda, Bakan ‘Gazetecilik sınırları içinde kaldıysa ceza almaz, kararı bağımsız yargı verir’ demişti. Joakim gazetecilik sınırlarında kalmıştır. İsveçli bir gazeteciyi Türkiye’de tutuklu tutmanın, hamile eşinin yanına dönmesini engellemenin hiçbir anlamı yoktur” ifadesini kullandı.

11 AY 20 GÜN HAPİS CEZASI

Hakim, Medin'in 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırılmasına, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve tahliyesine karar verdiğini açıkladı.

Ancak Medin, bir başka dava kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlamasından da tutuklu olduğu için cezaevinden çıkamayacak.