BENİM İŞİM BELEDİYECİLİK!

Belediye başkan adayı Mete Aslan, Gazetecilerin sorularını yanıtlarken yine ön plana çıkan Suriyeli vatandaşların sorunları ve İskenderun halkıyla olan uyumu ifadeleri dikkat çekti… Aslan, Suriyeli sığınmacıların sorunlarını belediye başkanı olduğum zaman İskenderun halkıyla birlikte çözeceğiz… Benim gençlerim Suriye’de savaşırken Suriyeli gençlerin ise sahillerimizde nargile içip keyif yapmasına karşıyım, bu nedenle de İskenderun halkıyla birlikte ve demokratik yollarla ne gerekiyorsa onu yapacağız… 

1994 yılının İskenderun’unun halini hep beraber yaşadıklarını ve gördüklerini anımsatan DP’li Mete Aslan İskenderun’da belediye başkanlığı yapmak çok kolay değildir, zordur. Ama Belediye başkanlığına seçilip koltuğa oturmak kolaydır. Hiç mani yok gider oturursunuz, beş seneyi tamamlarsınız, ‘bay’ der gidersiniz. Ama belediye başkanlığı yapacaksanız, ne geceniz, ne gündüzünüz var, ne de hizmetler biter! Düşünün gece saat 01.00-02.00’de uykum kaçardı, kalkardım gider, su depolarını kontrol ederdim, Allah korusun bekçi bekliyor mu, beklemiyor mu? Bu bizde bir nevi hastalık, bir nevi meslek olmuştur” dedi.  

Belediyeciliğin de eskisi gibi olmadığını, bir meslek haline geldiğini vurgulayan DP’li Mete Aslan çünkü yeni yetişen gençlerin,  yenidünyada teknolojilerin gelişmesi sonucu artık; insanların tatmininin de zor olmaya başladığını söyledi. Devletin belediyelere bakış açısının hiç değişmediğine de değinen Mete Aslan “Ne manen, ne madden, hele hele başımızda bir büyükşehir, en az büyükşehirden daha büyük bir yeri şube müdürlüğü durumuna getirildi.

İskenderunlu buna hiç sahip çıkmadı. İskenderun Hatay’ın en az yüzölçümüne sahip bir ilçe oldu, yine hiç kimsenin sesi çıkmadı. Biz bağırdık çağırdık, ilk yapılan projede Adliye, Yelken kulübü Aruz’a bağlıydı. Neyse lütfettiler Adliye ile Yelken Kulübünü yerini değiştirdiler bu şekilde bir İskenderun çıkardılar” diye konuştu.
 İskenderun’da İskenderunlu olarak yaşmak gerektiğini belirten Mete Aslan “Ne mezhep ayırmaya, ne insan kayırmaya geldik.

O da İskenderunlu, ben de İskenderunluyum. Herkes inancında hürdür, bizim bunu sorgulama yetkimiz yok, yeter ki İskenderun’a sahip çıkalım, omuz omuza mücadelemizi verelim. Biz neye dikkat ediyoruz, Atatürk’ün dediği; Türk Devleti, Türk Milleti, Türk Bayrağı, Türk dili felsefesine sadık olarak İskenderun’da hiçbir mezhep, hiçbir ırk altyapısıyla kendisine aittir, ama top yekûn bir Türk Milleti vardır, bunu hepimiz kabul etmek mecburiyetindeyiz ve bizim mücadelemiz de vatan hainleriyle, kimseyle problemimiz olmaz” şeklinde konuştu.

DP’li Mete Aslan 31 Martta yapılacak yerel seçimlerde İskenderun’da rakibi iki adayla ilgili de değerlendirme yaparak şunları konuştu: “Reisicumhur gönderdi diye güzel bir fabrikatör, maşallah 20 tane oldu mu olmadı mı fabrika, onu iyi beceriyor. Ama hiçbir zaman halkın dibine inemez, iki mahallenin sınırını çıkaramaz. Bunları öğrenene kadar beş yıl geçer. Etrafındaki saranlar cirit atar ve yapacaklarını yaparlar, örneklerini yaşadık bunların.

İkisi de saygı duyduğum, kişilikleriyle hiçbir sorunum yok, olmaz da ama ben demir üretmesini bilmem, çelik üretmesini bilmem, ben ameliyat etmesini bilmem, anlamam ben; artık bu çağdaş Türkiye’nin gelişmesiyle birlikte 40 yıllık belediye ve deneyimlerime o yetmiyormuş gibi dış ve iç politikayla yakinen ilgilenen bir on sene geçirdim. Bu arada bir fakülte bitirdim.

 Bu meslekle, özellikle yerel yönetimlerle ilgili belki 30 tane araştırma, okudum, inceledim yurtdışındaki seyahatlerim dolasıyla da bir birikimiz var. Konum itibariyle Dünyanın en iyi, en yaşanılacak yeri İskenderun, bunu hiç kimse inkar edemez. Hiç kimse İskenderun’a sahip çıkma, güzelleşmesi için gayret etmiyor. Bir de İskenderun’luyum demek zul müdür? eğer İskenderun’luluk ruhunda biz pekiştirmezsek hiçbir zaman istediğimiz seviyeye gelmemiz mümkün değil.”