Tarih: 10.02.2018 16:14

GAZETECİYİZ DEMEYE UTANIR OLDUK!

Facebook Twitter Linked-in

Gazetecilik birkaç kişinin tekelinde olamaz!…..

Gün geçmiyor ki bir meslek dalı çeşitli sansasyonlara maruz kalmasın. Toplum içerisinde önemli ya da önemsiz yer tutmuş her meslek için geçerli sayılabilecek, sıradan insanların bile tahmin edebilecekleri bir takım gizli kapaklı olaylar silsilesi. Üzerinde durmak istediğimse; benim de yıllardır içinde bulunduğum gazetecilik mesleği BANA GÖRE; meslekler arasında kutsal sayılabilecek yegâne meslektir...

Habercilik, gazetecilik! Halkın gözü kulağı şeklinde tarifi yapılan, insanlık için vazgeçilmez, teslim olmaz bir meslekten bahsediyorum. Zira hiçbir gerekçe yahut iyi bir sıfat bu mesleği yukarda belirttiğim gibi çeşitli sansasyonlar, çıkar elde etme, rant sağlama sevdasından alıkoyamıyor.

Değinmek istediğim, topluma bu denli mal olmuş, bu derece önemli bir mesleği ne tür oyunlar için kullandıkları. Şunu da baştan belirtmek istiyorum. Her gazeteci elbette bu söylediğim kategoriye girmemektedir.

Nitekim yarası olan gocunacak, bu satırlar bu şahısları rahatsız edecek fakat saldırganlaştırmayacaktır. Çünkü öyle olursa foyası meydana çıkacaktır. Sevgili okurlar, gazeteci olmak için herhangi bir şart gerekmemekte ve bu sebeplerde önüne gelen gazeteci olmaktadır. Peki, bu işi insanlara cazip kılan nedir?

Bu konu bence gazetenin bünyesi gibi vazgeçilmez olup her sayıda irdelenmesi gereken bir konu olmalıdır. Zira ne yaptığını unutan mesleğinin, bulunduğu mevkiinin önemini yok sayan insanlar böylece her gün, hafta ya da ay bunun farkında olurlar.

En önemlisi gazeteci diye tabir edilen bazı insanların askerden farkının olmaması. Her an her yerde elinde silah gibi bulundurdukları gazeteyi,.. (dalavereciler, hortumcular, yalakalar…) İş böyle olunca gazetecilik mesleği yanlış işlerde kullanılmaya yüz tutmaya başlar.

Askerlik misali beklerler hazır bir kıta, ta ki emir gelene dek. Silahlarını ustaca kullananlar modern mafyacılığa bile soyunup, mafya olmanın gereğini yerine getirirler.

Tehditlerle iş koparma, seçmeni istedikleri yöne çekme, yalan yanlış reklam propagandaları vs. ama en önemli işleri elbette yukarıdan emir beklemektir. Hal asker komutan ilişkisine döndüğü içinse ağababaları bu durumu lehine kullanmak için adeta can atar durumdadırlar. Onların düğmeye basmalarını beklerler, bastımı akan sular durur ve artık tek bir görev uğruna kalemler silaha dönüşür.

Emir gelmiştir, göreve emin, gizli kararlı gerekirse yalan, yanlış yollardan gitmek için yola koyulurlar. Herkesin hedefi bellidir, zira hedefi şahsen tanıyorlar ve tabiri caizse karıncayı bile incitmeyen bir şahıs olduğunu bilseler bile gözlerini kırpmadan ayağının altındaki toprağı kalemleriyle yavaş yavaş alır, onu toprağa gömerler. Bir kere hayatın zorluğundan sıkılıp düşmüşlerdir bu oyunun içine. Artık çıkmaya çalışsalar bile bu mümkün olmamakta, hatta canlarını belkide sevdiklerinin canlarını yakacağını bilmektedirler ve bu durum onları daha da saldırganlaştırmaktadır.

Bizim usta gazeteciler eller önde, başlar eğik, ayaklar bitişik, hazır ol vaziyetinde büyük emirleri dinlerler. Kuzu kuzu onların huzurundan çıktıktan sonra kurt kesilirler ve saldırıya geçerler. Fütursuzca işler yaparlar. Ta ki onları memnun edene kadar! Bu tipler mamaları kesildiğinde, uyuşturucu bağımlısı misali arayışa girer kudurur ve yeni bir kapı bulmaya çalışırlar.

Daha önce elleri üstünde tuttukları şahıs yerin dibine sokulur, yeni patron un gözüne gerilmeye başlanır. Bunlar, ya bize daha düne kadar ekmek veriyordu demezler. Bunlar iyi gün dostudurlar bunların tehditleri de boştur, saldırıları da devrin insanlarıdır. Bazı iş adamları, belediyeler, siyasi parti başkanları ve hatta milletvekilleri bunlardan korkarlar, dediklerini yaparlar.

Bu işler moda oldu, her kesimin birkaç gazetecisi var. Gelgel, git-git böyle yuvarlanıp gidiyorlar. Biride kalkıp nedir bu rezalet beyler, neler oluyor, demiyor. Küfürler, tehditler havada uçuşuyor.

Birde herkesin silahı dediğimiz köşesi var kim onlara veya üstü yokmuş gibi görünse de üstlerine yanlış bir davranışta, harekette bulunursa ya da bir şeyler koparamıyorsa yandı! Hemen silahına (köşesine) sarılıyorlar. Yani anlayacağınız modern mafyacılık oyununu ustaca oynamaya koyuluyorlar. Alacağım tepkiler bir gazetecinin istemeyeceği tepkiler olabilir.

Ama bir kargaşanın tam ortasında içinden çıkılmaz bir durumu yüksek sesle haykırırsak mutlaka sesimiz duyarlı birkaç insanın kulağına gideceğini düşünüyorum. 
BANA GÖRE; Vaziyet böyle olunca, söylenmeyen, haykırılmayan sözleri haykırmaya ve gazeteciliğ mesleğini bazı kişilerin tekelinden kurtarmaya kalır……




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —