EŞİNİN ŞİDDET UYGULADIĞI KADIN MİKROFONU ALDI HAYKIRDI

EŞİNİN ŞİDDET UYGULADIĞI KADIN MİKROFONU ALDI HAYKIRDI

Ankara'nın Haymana ilçesinde eşinin şiddetine uğrayan kadın, CHP Kadın Kolları yöneticilerinin yanına giderek eline mikrofonu aldı ve "Ölmek istemiyorum. Yakmayın bizi, sesimizi duyun. Sesimizi duyuracaksınız ama öldükten sonra

CHP Kadın Kolları, 81 ildeki kadınların sorunlarının dinleneceği ve kadınlara haklarının anlatılacağı 'Yaşam Hak' projesi ziyaretleri kapsamında Haymana'da. Heyetin ziyareti sırasında şiddet mağduru bir kadın, açık havada yapılan etkinlik sırasında CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka'nın yanına gelerek, defalarca 'Ölmek istemiyorum' diye haykırdı. Eşinin şiddetine maruz kalan kadın, mikrofonu alarak yaşadıklarını anlattı:
'BURNUM KIRILDI, ÜZERİME OTURDU'
'Burnum kırıldı, üzerime oturdu. 4 yaşındaki çocuğum ‘Baba annemi dövme artık’ dedi. Çocuğum korkmasın diye ‘korkma baban beni seviyor, öldürmüyor’ dedim. Biz anayız, biz vatanız, biz sizi bu dünyaya getiren analarız. Yakmayın bizi, ölmek istemiyoruz. Virüsü dünyaya biz yaymadık, yokluğu biz yaymadık, ben ölmek istemiyorum. Bugün yaşıyorum. 4 yaşındaki kız çocuğum için yaşadım. Çocuğum, ‘yeter, annemi dövme, annemi sev baba’ dedi. Ben ölmek istemiyorum. 3 çocuk annesiyim. Bize sahip çıkın, sesimizi duyun'
'ZORBALAR GİDECEK, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KALACAK'
Nazlıaka, şiddet mağdurlarına ücretsiz hukuki, destek ve ücretsiz psikolojik destek sunulan “Yaşam Hak” projesini hatırlatarak, “Ölmek istemiyorum” diye haykıran kadına da yardımcı olunacağını söyledi. 'Zorbalar gidecek, İstanbul Sözleşmesi kalacak' diyen Nazlıaka, şu sözlerle iktidar politikalarını eleştirdi:'Söyleyecek bir söz kalmadı, az önceki kız kardeşimizin bir kadın olarak, Türkiye’de tablonun ne olduğunu kendi yaşam hikayesiyle bize gösterdi. Her yerde 'Ölmek istemiyorum' feryatlarıyla karşılaşıyoruz.

Kadınlar ülkeyi yönetenlere, 'Ölmek istemiyoruz, sesimizi duyun' diyor. Kadını yok sayan, kadınla erkeği eşit görmeyen, kadınları toplumun öznesi değil nesnesi olarak konumlandıranlarla mutlaka sandıkta hesaplaşacağız. Birileri, bugün oturdukları koltuklara kadınlar sayesinde geldi, onları o koltuktan indirenler kadınlar olacak. Şiddet bir 'Kader' değil, kederdir. İçinde biraz olsun insan sevgisi olan şiddete sessiz kalmaz. Kadına yönelik şiddete duyarsız olan ülkeyi yönetenlere tekrar sesleniyoruz: Artık bir kız kardeşimizin daha feryadı havada asılı kalmasın diye, bir kız kardeşimizin daha kirpiği yere düşmesin diye mücadelemizi daha da büyüteceğiz. Duyun artık kadınları, duyun artık kadınların yaşam hakkını. Zorbalar gidecek, İstanbul Sözleşmesi kalacak.'