CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki diploma davasının üçüncü duruşması bugün Silivri’de görüldü. Mahkeme heyeti, İdare Mahkemesi’nin kararının beklenmesine hükmederek duruşmayı 16 Şubat 2026’ya erteledi. Kararın açıklanmasının ardından İmamoğlu, “Yargılamaya niyetiniz yok sayın hakim. Çok yazık çok” diyerek tepki gösterdi.
Duruşma, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde yapıldı. Katılımın yoğun olduğu duruşmanın, cezaevinin en büyük salonu yerine eksi 2. kattaki 2 numaralı salonda gerçekleştirilmesi dikkat çekti. Ekrem İmamoğlu’nun annesi Hava İmamoğlu, babası Hasan İmamoğlu, eşi Dilek Kaya İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu ve kız kardeşi de duruşmaya katılanlar arasındaydı.
Ayrıca CHP PM üyeleri Aylin Nazlıaka ve Bahadır Erdem, CHP Milletvekili Ali Gökçek, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Erdem Kara, birçok ilçe başkanı, İBB ve belediye meclis üyeleri, Hollanda, Almanya, İsveç, Çekya, ABD ve Fransa konsolosluk temsilcileri, İYİ Parti Milletvekili Hakan Şeref Olgun ve yüzlerce avukat duruşmayı izledi.
Sandalye sayısının yetersiz bırakılması nedeniyle çok sayıda avukat ve izleyici ayakta kaldı. Gazeteci Fatoş Erdoğan’ın aktardığına göre, İmamoğlu salona girdiğinde izleyiciler ayağa kalktı, alkış sesleri yükseldi ve “Ekrem Başkan” sloganı atıldı. Hakim, görüntü alınmaması konusunda uyarı yaptı. İmamoğlu ise bu uyarıya, “Görünmek iyidir sayın hakim, görünmemek kötüdür” sözleriyle karşılık verdi.
Duruşma salonu 10.59’da açıldı. Duruşmadan önce Jandarma ile Milletvekili Ali Gökçek arasında “görüntü alma” tartışması yaşandı. Ekrem İmamoğlu saat 11.26’da salona giriş yaptı ve duruşma 11.40’ta başladı.
Hakimin önceki celseyi özetlemesinin ardından İmamoğlu’nun beyanına geçildi. İmamoğlu saat 11.50’de söz almaya başladı ve şu ifadeleri kullandı:
“Beni kimse yıldıramaz. Zalimlere karşı mücadelemde kararlıyım. Yüce Türk yargısı salon beğenmiyor, yargıç beğenmiyor. Umarım sizin gibi şerefli hakimlerin başına bir şey gelmez diyeceğim ama maalesef geliyor. Kalben konuşacağım, sizin de öyle dinlemenizi istiyorum. Yunus’un sözlerini hatırlatmak isterim: ‘Dil söyler, kulak dinler. Kalp söyler, kâinat dinler.’ Bu dava adaylığımı engelleme girişimidir, siyasi operasyondur."
İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Benim hakkımdaki şikayet, Cumhurbaşkanlığı adaylığımı açıkladığım an soruşturmaya dönüştü. Gücüm her gün artıyor, 86 milyonun arkamda olduğunu biliyorum. Mücadeleyi katiyen bırakmayacağım. Bu mücadele Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet yaşaması ve demokrasiyle taçlanması mücadelesidir. Susmayacağız, daha gür sesle konuşacağız, cesareti büyüteceğiz. Ben buraya suçlamaya geldim. Adil yargıyı engelleyenlerin adil ve bağımsız mahkemelerde yargılanacağı günler yakındır."
İmamoğlu, davalarındaki hakim değişikliklerine atıf yaparak, “Adımın geçtiği her davada hakimler değiştirildi. Maç ortasında hakem değiştirilmez” dedi.
Hakime seslenerek; “Ben iddia edilenin aksini ispatlasam bu baskı altında bağımsız karar verebilecek misiniz?” diye sordu ve ekledi: “Hakim değiştirerek adalet değiştirilemez.”
İmamoğlu, diploma tartışmalarına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Neymiş, evrakta sahtecilik yapmışım. Yalan, dolan, iftira. Diplomam anamın ak sütü kadar helaldir. Siz geri sarıp 19 yaşındaki Ekrem’i yargılamaya çalışıyorsunuz. Diplomasıyla uğraşanlarla mücadele edeceğim. Bu dava diploma davası değildir; Cumhurbaşkanı adaylığımın engellenmesi davasıdır.”
İmamoğlu, önceki celsede “su içebilirsiniz” diyen hakimin görev yerinin değiştirilmesine gönderme yaparak, “Tehlikeli bir soru soracağım; su içebilir miyim?” dedi. Hakim “Tabii” yanıtını verince, İmamoğlu teşekkür etti.
İmamoğlu, mahkeme heyetine dönerek şu soruyu yöneltti:
“İptal edilen diplomalardan sadece benim hakkımda dava açıldı. Neden biliyor musunuz? Cumhurbaşkanı adayı olduğum için olabilir mi?”
Hakim “Bilemiyorum” yanıtını verirken, İmamoğlu “Bilemezsiniz tabii, çok zor bir soru” dedi.
Konuşmasının devamında İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi Rektörü hakkında sert ifadeler kullandı:
“İstanbul Üniversitesi Rektörü bir zavallıdır, bu suçun işbirlikçisidir. Rektör, yandaş medyaya röportaj veren bir aparata dönüşmüştür. Bir üniversite kendi öğrencilerini siyasi operasyonlara alet ediyorsa artık eğitim kurumu değildir.”
Kuzey Kıbrıs’taki üniversiteye “şirket” denmesini eleştiren İmamoğlu, “Bu yavru vatana hakarettir” dedi.
İmamoğlu ile hakim arasında belgelerle ilgili diyalog yaşandı. İmamoğlu’nun “19 yaşındaki bu belgelerle sahtecilikle suçlanabilir miyim?” sorusuna hakim, “Burada sorgulanan ben değilim” yanıtını verdi. İmamoğlu ise “İcabında sorgulanırsınız” dedi.
Konuşmasının bir bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben konuşan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bir önceki gün diploma iptali yapıp ertesi gün operasyon yapan irade hukuk iradesi değildir. Bırakmak istemediğin o koltuk senin değil, milletindir. Bu canavarlaşmış sistemde herkes sırada. Kimse ‘bana bir şey olmaz’ demesin.”
“Benim diplomam Cumhurbaşkanı adaylığım için gereklidir ve bu dava bunun içindir. Hayatımın her anı mikroskopla inceleniyor. Herkesin incelensin, kim rüşvetle mal edinmişse ortaya çıksın.”
İmamoğlu bu sırada kolundaki hayali tozu silkerek, “O kötü laflarınız bana yapışmaz” ifadesini kullandı.
Hakimin dosyadaki belgeleri açıklaması üzerine İmamoğlu, “YÖK raporunda sahte evrak verdiğim yazmıyor” dedi. Hakim de “Evet, yazmıyor” diyerek bunu doğruladı. İmamoğlu ise “Savcılık askerliğimi de iptal etsin madem, eli değmişken” diye konuştu.
Hakim, İmamoğlu’nun ekonomik durumunun kötü olduğuna dair eski belgelerdeki imzayı gösterdiğinde, İmamoğlu şu şekilde yanıt verdi:
“Fakir olduğum da oldu, durumumun iyi olduğu da oldu. Sevmediniz mi fakirliğimi? Siz fakir misiniz hakim bey? Benim gönlüm zengin. Peki fakirliğimin sahtecilik davasına katkısı ne?”
İmamoğlu’nun beyanlarının ardından avukatların savunmasına geçildi.
Avukat Hasan Fehmi Demir:
“Sayın Başkan, kütükteki yanlış yazımdan dolayı suçlanıyor. Sunulmuş bir sahte evrak yoktur. Eğer suç varsa öğrenci işleri ve üniversite de bu suça iştirak etmiş olurdu.”
Avukat Mehmet Pehlivan’ın SEGBİS taleplerine ilişkin önceki kararların duruşmada tartışılması üzerine Demir, “Bu celsede karar vermeniz gerekir. Suç yok, iştirak yok, sahtecilik yok” dedi.
Avukat Tora Pekin:
“Önceki hakim perşembe günü duruşma yaptı, sizi buraya getiren yazıyı bile o yazdı. Ne oldu da bugün siz vardınız? Bu doğal hakim ilkesine aykırıdır.” dedi.
Hakim, “Cuma günü görevi bitti” karşılığını verdi.
Pekin devam etti:
“HSK, Anayasa’nın 37’nci maddesine inanmıyor demek ki. Önceki hakim SON TV’de hedef gösterildiği için görevden alındı.”
Avukat Nusret Yılmaz:
“Diploma iptal kararına dayanak rapor yok hükmündedir. 572 yıllık üniversitede idare hukukçusu olmadan rapor tanzim edilemez.”
Avukat Bürgehan Emrah:
“Diploma iptali hukuksuz olduğu için bir sahtecilik bulmaya çalışıyorlar.”
Avukat Fikret İlkiz:
“Siz idare mahkemesindeki davayı biliyordunuz. Neden beklemiyorsunuz? Neden bu dava açıldı? Çünkü idare mahkemesinin kararını delil olarak kullanmak istiyorlar.”
İmamoğlu da söz alarak:
“Bu dava yargıyı lekeler, beni lekelemez” dedi.
Duruşmaya 14.45’e kadar ara verildi. Saat 15.05’te duruşma yeniden başladı ve ara karar açıklandı:
Mahkeme, İdare Mahkemesi kararının beklenmesine hükmederek duruşmayı 16 Şubat 2026’ya erteledi.
İmamoğlu, karara, “Yargılamaya niyetiniz yok sayın hakim. Çok yazık çok” diyerek tepki gösterdi. Salonda bulunanlar sıralara vurarak protesto etti. Hakimin kararı yazmadan salondan ayrıldığı belirtildi.
İddianamede, İmamoğlu’nun öğrenim gördüğü Girne Amerikan Üniversitesi’nin 1990 yılında YÖK tarafından tanınmadığı ileri sürülüyor. O dönem yalnızca Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin tanındığı belirtilerek, yatay geçiş kontenjanlarının “usulsüz artırıldığı” iddia ediliyor.
İmamoğlu’nun “resmi belgede sahtecilik” suçunu "zincirleme şekilde" işlediği öne sürülüyor. Yatay geçiş için sunulan evrakın “şeklen doğru ancak içerik olarak sahte” olduğu savunuluyor.
Diploma iptali kararıyla paralel şekilde açılan davaya bakan İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Doğan, İmamoğlu’nun duruşmada görüntülerinin çekilmesine ve tutuklu avukat Mehmet Pehlivan’ın SEGBİS ile savunmasına izin verdiği gerekçesiyle çıkan haberlerin ardından HSK kararnamesiyle Kahramanmaraş’a atanmıştı. Doğan’ın, kararname öncesinde haberlerle ilgili suç duyurusunda bulunduğu biliniyor.
CHP’nin “siyasi operasyon” olarak değerlendirdiği davada verilebilecek bir ceza ve olası siyasi yasak, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını engelleyebilir.
İddianamede, İmamoğlu hakkında TCK 53 kapsamında belli haklardan yoksun bırakma ve “zincirleme resmi belgede sahtecilik” suçlamasıyla hapis cezası talep ediliyor.
11189,50%1,65
42,56% 0,08
49,48% -0,08
5738,64% -0,12
9297,33% 0,17