DİKKAT!!! UYARIYORUZ!

DİKKAT!!!  UYARIYORUZ!

Bu ısrar niye..?

Öncelikle adayların halk tarafından belirlendiği yalanını neredeyse tüm partiler söylüyor. Herkesin gözü önünde adayları iki dudakları arasında belirleyen parti liderleri, televizyonda, gazetelerde, esnaf ziyaretlerinde ve mitinglerde hem de hiç yüzleri kızarmadan halka açıkça yalan söyleyerek adayların halkın adayı olduğuna bizleri inandırmaya çalışıyorlar.

Yani işe açıkça yalan söyleyerek başlıyorlar. Adayları bırakın halkın belirlemesini, adayları kendi parti üyeleri bile belirlemiyor.

Yani partilerde her şeye karar veren baronlar var ve bu baronlar kimin aday olacağına kendileri karar veriyor. 

Seçim sandığının başına geçen halk ise gerçek bir seçim değil, parti baronlarının belirlediği adaylar arasında tasdik makamı görevi yapıyor.

İşe açıkça yalan söyleyerek başlayan ve bu sebeple halka sorunlar yaratmak dışında bir işleve sahip olmayan yöneticiler, halkın doğrudan doğruya seçme hakkının sakıncalarına dikkat çekerler.

Ancak mahalle muhtarlığı konusunda bu halk neredeyse yüzyıldır doğrudan doğruya seçimle muhtar ve azalarını belirliyor.

Binlerce muhtarı neredeyse sorunsuz seçen halk,  elbette sayıları yüzlerle ifade edilen belediye başkanlarını ve meclis üyelerini seçer.

Ama sistem halkın iradesine parti baronları tarafından ipotek konması üzerinedir. 

Siyasi Partiler Kanununun atama ile aday belirleme hükmünün kaldırılması ve tüm adayların önseçim ile belirlenmesi kuralının zorunlu hale getirilmesi,  halkın sorunların çözümünde ilk adımın atılması anlamına gelecektir.

Siyasi parti baronları ellerindeki bu ayrıcalığı yitirmek istemedikleri için Siyasi partiler Kanununu değiştirmek istemiyorlar. Bu durum siyaseti ikbal kapısı görenlerin hevesini arttırıyor ve talan zihniyetiyle her türlü insani değerin ayaklar altına alındığı bir süreci tetikliyor.

İskenderun, tıpkı birçok ilçede olduğu gibi, rant ve talan zihniyetinin saldırısı altındadır.

İskenderun belediye başkan adayları demokratik süreçlerin tümü dışlanarak liderlerin iki dudağı arasından dökülen sözcüklerle belirleniyor. 

Adaylar hakkında sayısız spekülasyonlar yapıldı... Kendilerini aday gösterenlere hangi sözleri verdiklerini bilmiyoruz….

Ama kesin olarak bildiğimiz ve bugüne kadar gözlemlediğimiz gerçek verilen sözlerin halkın çıkarına değil, onları aday yapanların çıkarına olduğudur.

Yani belediye başkanlarının iradesi şimdiden ipotek altındadır. 

Keşke sadece belediye başkan adaylarının iradesi ipotek altında olsaydı. Halkın önüne sürülen meclis üyesi adaylarının da iradesi ipotek altına alınmıştır…

Bu adayların da hiçbiri partilerinin örgütü ve üyeleri tarafından belirlenmiyor. Bu adaylar da siyasi parti baronlarına ve başkan adaylarına yakınlıkları ve her denileni yapacak köle zihniyetli kişilerden belirleniyor.

İşinde dürüstlük, çalışkanlık, bağımsız düşünme, cesaret, fedakârlık, yardım severlik ve buna benzer sayısız insani değerin dikkate alındığı kriterlerle belirlenmiyor.

Son günlerde öyle kişilerin adı meclis üyeliği adaylığında geçiyor ki, İskenderun’un önümüzdeki 5 yıl içinde açıkça talan edilmesinden büyük kaygı duyuyoruz. 

Meclis üyeliğine aday gösterileceği ifade edilenlerin hiçbiri parti üyeleri tarafından belirlenmiyor. Bu sebeple 40 yıllık sağcı olduğu bilinen bazı isimler soldan, 40 yıllık solcu olduğu bilinen bazı isimler ise sağ partilerden boy gösteriyorlar.

Amaç hiç kimsenin şüphesi olmasın ki hizmet değil… Amaç talandan ve vurgundan pay kapmak olarak özetlenebilir.

İskenderun’u bekleyen bu rantiyeci zihniyete ne yazık ki tüm siyasi partiler kapılarını sonuna kadar açmış görünüyorlar.

Belediye başkanlarını ve meclis üyelerini ipotek altına alanlar, İskenderun’un geleceğini ipotek altına almış demektir...

Bu nedenle olacaklar konusunda şimdiden uyarıyoruz…

Adayların çoğu durumu iyi ve mevki sahibi insanlar…

Neden belediye başkanlığı…

Bu ısrar niye..?