İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu, “Terörsüz Türkiye” adıyla kurulan komisyonun bir “ihanet süreci” olduğunu savunarak, iktidara ve muhalefete sert çıktı: “Cumhuriyet’i payidar kılmak için buradayız. Bu oyunu kuranları da düşenleri de milletime şikâyet ediyorum.”Mitinge İYİ Parti’nin yanı sıra, Zafer Partisi, Milli Yol Partisi, ATA Parti ve Bağımsız Türkiye Partisi’nin de katılacağı açıklanmıştı. Miting öncesinde Zafer Partisi, alanın girişinde stant kurarak hazırlıklarını sürdürdü
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
“Tek adam rejimiyle işlevsiz kıldıkları, Gazi Meclisimizi alet ediyorlar. Adını bile koyamadıkları bir komisyonla, İstiklal Savaşı’nı yürütmüş,
Cumhuriyeti kurmuş o kutlu çatıyı kirletiyorlar. 'Komisyon kuralım, FETÖ’nün siyasi ayağını araştıralım' dediğimizde, Meclis akıllarına gelmiyor. 'Ekonomik krize artık millet dayanamıyor, gelin birlikte bir komisyon kuralım ve çözüm bulalım' dediğimizde, Meclis akıllarına gelmiyor. Çiftçi perişan. Toprağa düşürdüğü terin karşılığını alamıyor. Borç altında inim inim inliyor. Esnaf kepenk kapatma tehlikesiyle karşı karşıya, faizlerle, vergilerle, büyük marketlerle boğuşuyor. Sanayici kur ve faiz sarmalında savruluyor. Finansmana ulaşamıyor. 'Gelin bunları araştıralım, yasal düzenlemeler yapalım' diyoruz. Reddediyorlar. 'Gençlerimiz geleceklerinden umutsuz. Yabancı ülkelerin konsoloslukları önünde istikbal kuyruğuna girmişler, sınavlarda yolsuzluk yapılıyor, liyakat ayaklar altına alınıyor, hak yeniyor, hukuk çiğneniyor' diyoruz. Kılını kıpırdatan yok. 'Kadınlar hunharca öldürülüyor. Şehirler çetelere teslim edilmiş, sokak güvenliği kalmamış, bebeklerin hayatları, yenidoğan çetelerinin elinde satılıyor' diyoruz, Meclis yine umurlarında olmuyor. 'Her yıl ormanlarımız yanıp küle dönüyor. Bir komisyon kuralım, çözelim, araştıralım, tedbir alalım' diyoruz, sesimize kulak veren yok. Madenler çöküyor, ses yok. On binlerce insan çürük binaların altında kalıyor, ses yok. 'Uyuşturucu ilk ve ortaokullara girmiş, bir paket sigara fiyatına zehir satılıyor. Yavrularımız zehirleniyor, geleceğimiz katlediliyor, gelin bir komisyon kuralım, tedbir alalım' diyoruz reddediyorlar. 'Emekli, dul, yetim tenceresini kaynatamıyor, asgari ücretli ve dar gelirli açlık sınırının altında yaşıyor. Buna bir çare bulalım, bu sefalete bir son verelim. Komisyonsa kuralım, kanunsa çıkaralım, bu derde bir çare bulalım' diyoruz. Hemen reddediyorlar.
"25 SENEDİR KUCAKLAŞMADIKLARI TERÖR ÖRGÜTÜ KALMAMIŞKEN, UTANMADAN TERÖRSÜZ TÜRKİYE DİYORLAR"
İYİ Parti olarak 28. Dönem'de 128 kanun teklifi, 533 araştırma önergesi vermişiz, ya gündeme almamışlar ya da reddetmişler. Ama İmralı’daki teröristbaşı katil Abdullah Öcalan önerince Mecliste hemen bir komisyon kuruyorlar. Sonra da bize neden katılmadığımızı soruyorlar. Anayasa’yı tanımayıp, yeni Anayasa’dan bahsediyorlar. Türkiye’yi kayyumla yönetip, demokrasi ve uzlaşma diyorlar. Hele bir de o ortak akıl lafları yok mu? Orda benim sigortalarım atıyor işte. Siz de akıl var mı ki? Siz de vicdan var mı ki? Siz de adalet var mı ki? Bize ortak akıldan bahsediyorsunuz. 25 senedir kucaklaşmadıkları, ortak olmadıkları terör örgütü kalmamışken, çıkıp bir de utanmadan Terörsüz Türkiye diyorlar. Cumhuriyet’in tasfiyesi için kurdukları sözde komisyonda teşkilatı kurmuşlar, düzenek hazırlamışlar, bizi de komisyonculuğa çağırıyorlar. Yok öyle yağma. Biz komisyoncu değiliz. Türkiye’yi ganimet diye yağmalayanların suçuna ortak değiliz. Bizim ortağımız işte burada bu meydandadır. Komisyonumuz Türk milletidir. Aklımız onun aklı, vicdanımız onun vicdanı, sinemiz onun sinesidir. Egemenliğin sahibi Türk milleti olarak, bu ihanet sürecine hayır demek için, bu ihanet sürecine dur demek için buradayız. Birinci vazifemizi ifa için buradayız.
1 Ekim tarihinde Türkiye’de yeni bir süreç başlatılmıştır. Adına ‘Terörsüz Türkiye’ denilerek, İmralı canisi ve onun eli kanlı örgütünün yol göstericiliğinde bir kampanya sürdürülmektedir. Hemen her şey kapalı kapılar ardında konuşulmuş, AKP, MHP, DEM, cani Öcalan ve PKK’nın Kandil baronlarının sır katipliğinde bugünlere gelinmiştir. Millet hiçbir şey bilmiyor, Meclis hiçbir şey bilmiyor. Süreç başlatıldığından beri, üniter devlet yapımız, milli kimliğimiz, vatandaşlık tanımımız, tapu senedimiz olan Lozan tartışılıyor. Terörsüz Türkiye ambalajıyla servis edilen melun bir kampanya yürütülüyor. Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne kasteden, emperyalistlerin kölesi ve uşağı terör örgütü yöneticilerinin söylemlerine bakınca, hiçbir emellerinden vazgeçmediklerini görüyor ve anlıyoruz. Hatta, hala Türkiye’yi tehdit etmeye devam ediyorlar.
"BU KOMİSYONUN BİR TUZAK OLDUĞUNU ANLATIYORUM"
Suriye’nin kuzeyinde konuşlanmış ve Suriye’nin üçte birini ele geçirmiş YPG-PYD’nin, milli varlığımızı tehdit edecek kadar şımartılıp, güçlendirilmesi, silah bırakma seremonisinin, sıradan ve göstermelik bir eylem olduğunu ortaya koyuyor. Türk milleti kandırılıyor ve aldatılıyor. Abdullah Öcalan canisinin telkinleriyle Mecliste kurulan komisyonla sorunları çözmeyi değil, aksine sorunları büyütmeyi, Türk milletinin kutsallarını tartışılır hale getirmeyi ve surda gedik açmayı planlıyorlar. Yaklaşık bir yıldır konuyla ilgili uyarılarımı tekrarlıyorum. Bu komisyonun bir tuzak olduğunu anlatıyorum. PKK ve Öcalan’ın taleplerini meşrulaştıracağını her fırsatta dile getiriyorum. Muhalefet partileri katılırsa, melun emeller hukuki zemin bulacak diyorum. Komisyonda konuşulacak olanların uzun vadede Türkiye’nin başına bela olacağını söylüyorum. Derdiniz Anayasa’ysa, Anayasa Komisyonu, derdiniz yasal düzenlemeyse, Adalet Komisyonu var. Gelin bu tuzağa düşmeyelim, Türkiye’nin geleceğini karartmayalım diye adeta yalvarıyorum. Ne yaparsam yapayım maalesef olmadı. İşte o sebeple milletimin huzurundayım. Ve bu oyunu kuranları da bu oyuna düşenleri de milletime şikayet ediyorum."
"MUHALEFETE MUHALEFET EDEN FİLAN YOK"
Kendisine yönelik eleştirilere de cevap veren Dervişoğlu "birkaç yere, birkaç mesaj vermek istediğini" söyledi. Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"Bir takım maksadı belli, mesnetsiz fikirli kalem ve klavye erbabının, ‘Muhalefete muhalefet etmeyin’ davulunu çalanların sözleri artık kabak tadı vermiştir. Biz artık bu sözlerden bıktık, seçmen de bıktı, ben de bıktım. Yarın seçim olur, 3 alırız, 33 alırız. Onu seçmen değerlendirir, millet bilir. Bırakın da bu ülkede, bu deliliğe karşı çıkan milyonlarca insan da temsil edilsin. Sesi duyulsun, ses çıksın. ‘Ne mutlu ki Türk’üm, ne mutlu ki Cumhuriyet’in vatandaşıyım. Kendim için istediğim adaleti, herkes için istiyorum, imtiyaza gerek yok’ diyen ehli namuslar da konuşabilsin. Bırakın da ‘Kendime ne eşitlik istiyorsam başkasına da onu istiyorum’ diyenler de konuşsun. Bırakın da, ‘Cumhuriyeti, ulus devleti, bir terörist, bir delirmiş, bir de kendini padişah zannedenin hezeyanları uğruna peşkeş çektirmeyiz’ diyenler de konuşsun. Yetti artık, yetti da, yetti. Muhalefete muhalefet eden filan yok. Bu ceberrut sistemden elbirliği ile kurtulmak mecburiyetindeyiz. Ama artık herkes anlasın ki, Türkiye’nin güçlü bir İYİ Parti’ye ihtiyacı var. Geçmişte İYİ Parti olarak yapabildiklerimiz ya da yapamadıklarımız sebebiyle, bize dair hissettikleriniz, öfkeleriniz veya teveccühünüz olabilir, hepsi başım üstünedir. Ama ben Müsavat Dervişoğlu’yum. Beni, benim tarihimle yargılayın. Beni, benim yaptıklarım ve yapmadıklarımla anlayın. Benim tavrım başından beri nettir. Benim kavgam, Türk’e ve Cumhuriyet’e düşman olanlarladır. Türk milletine büyük bir kalkışma var. İhanet var. Mücadelem buna karşıdır.
"GENÇLERİMİZ VE EVLATLARIMIZ İÇİN CUMHURİYETİ PAYİDAR KILMAK DERDİNDEYİM"
İsminde adalet ve kalkınma olanın bize yaşattıkları malumdur. Adalet arıyoruz. İsminde milliyetçilik olanın da bize yaşattıkları bilinen bir gerçektir. Düşürüldüğümüz hal ortada ve elem vericidir. İsminde Cumhuriyet olanı uyarmak da benim görevimdir. Sütten ağzımız yandı, yoğurdu üfleyerek yemek istemiyorum. Cumhuriyeti, bildiğim ve anladığım gibi yorumlamaktan vazgeçemem. Savunmaktan da vazgeçmem! Emin olun siz de vazgeçmezsiniz! Ben, Türk’üm, Cumhuriyetçiyim. Ben kimliklere bağlı imtiyazlar değil, vatandaşlığa bağlı eşitlik isterim. Benim Atatürk’ten öğrendiğim budur. Unutmam, vazgeçemem, susamam. Bunu tartışanlarla hiçbir masada oturmam. Benim eleştirim de budur, övgüm de budur. Şahıslar değil, Türkiye önemlidir. Ben partiden geçeli çok oldu. Partiler değil, Türk milleti önemlidir. Gerisi de umurumda değildir. Büyük Türk milleti ve Cumhuriyet’i dert eden herkes bilsin ki ben, kimliklere, dinlere, mezheplere, soya, sopa kör, sağır ve dilsiz bir devlet isterim. Ne pahasına olursa olsun bunu savunacağım. Ben yurttaşlığın tebaalığa dönüşmesine müsaade etmeyeceğim. Atatürk’ün koltuğunu 25 senedir dolduramayan, iktidar saplantılı bir adamın, artık ahireti de unutup, 25 sene daha o koltukta oturma sevdası için ABD’nin, İsrail’in ve her türlü baronların çıkarları için bu canım memleketin kaderi üstüne, toprağı, insanı, geleceği üstüne kumar oynanmasına müsaade etmeyeceğim. Neden birinci vazifenin bize emrettiğini yapmakla neden mükellefiz? Ve neden bir arada ve omuz omuza durmalıyız? Çünkü ben, bu şer ittifakı başımızdan gittiğinde, artık kendim ve yaşıtlarım için değil, gençlerimiz ve evlatlarımız için ayağa kaldırılacak, onlara umut veren bir Cumhuriyeti payidar kılmak derdindeyim. Bu gözü dönmüş iktidarla kaç nesil kaybettik. Kaç nesil bunların tarumar ettiği eğitim sistemiyle,
perişan ettiği tarım ve sanayiyle, hayatlarının baharında umutlarını yitirdi. Kaç nesil, FETÖ denen ihanet şebekesinin elinde yitip gitti. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, her şeyi sineye çekmemizi bekliyorlar."
"AZDAN AZ, ÇOKTAN ÇOK GİDER. BİZ ÇOKUZ, AZLAR DÜŞÜNSÜN"
Dervişoğlu, Bursalılara konuşmasının devamında şu sözlerle seslendi:
"Ne yani elimizde son kalan değeri, yani yurttaşlığı, serbest seçimleri, kanun karşısında eşitliği vaat eden Türk kimliğini de mi verelim? Daha neyi yitirelim de, bunca yitirilenden sonra, harabeye dönmüş bir memlekette iktidar isteyelim? Daha neye inanalım, daha neye kanalım?
'Ben iktidarda kalayım da Türk milleti ne yaşarsa yaşasın, gerekirse kimliği, gerekirse vatanı, gerekirse bayrağı, sınırları, nüfusu, dili değişsin' diyebilen bir organize kötülüğe karşı biz de çıkıp, 'Yeter ki iktidara gelelim, o vakte kadar da ne olursa olsun mu?' diyelim? Kusura bakmayın ben demem. Ben diyemem. Azdan az, çoktan çok gider. Biz çokuz. Azlar düşünsün.
"BEN SİZİN DÜŞMANINIZ, MUARIZINIZ DEĞİLİM"
Bir çağrım da bu vatanın evladı Kürtleredir. Sanmasınlar ki akıl veriyorum. Ben onlarla da dertleşiyorum: Ben sizin düşmanınız, muarızınız değilim. Ben Allah’ın bahşettiği kimliği ve anadili sizden esirgeyecek ya da lütuf diye size bahşedecek bir hadsizliğin öznesi değilim. Her vatandaşına eşit muamele yapan Cumhuriyeti sizden azade görmüyorum. Ben makamlara etnik ve mezhebi kökenine göre seçim yapmayı hayal eden bir bölücülükten yana olamam. Ben, hepimizi bir kimlik etrafında, bir hukuk ve haklar manzumesi etrafında eşitleyen, eşit vergi alan, eşit muamele eden Türk vatandaşlığından yanayım. Kimlikler Anayasa’da tek tek sayılarak, unsurlara ayrılarak eşitlenmez. Kimlikler, aynı hukukla, aynı icraatla eşitlenir. Türkiye Cumhuriyeti altında eşit hukuk, eşit muamele talep etmek, toplumda, gündelik hayatta başkalık isteyerek gerçekleşmez. Ayrılıklar mesafeler, mesafeler de kopuşlar yaratır. Bu kopuşlardan da kimseye hayır gelmez. Bugün herkese temsilciler atıyorlar, semboller, önderler biçiyorlar. 'Falanca Kürtlerin, filanca Alevilerin temsilcisi, sağcıysan bu parti, solcuysan şu parti' diyorlar. Ben, kimsenin temsilciliğine de partisi olmaya da kendimde had görmem. Benim adım Müsavat, anlamı eşitlik. Ben eşitliği bozacak ve ayrılık yaratacak fikirlere de eylemlere de tenezzül etmem.
"PKK’NIN VE ONUN ELEBAŞI TERÖRİST APU’YU KÜRT’E TEMSİLCİ ATAMAYA KALKIYORLAR"
Büyük Türk milleti, milli kimliğimizi aşındıranlar, bu ortak çatımızda gedik açanlar sanıyor musunuz ki etnik kimliklere ve mezheplere hayır getirecektir? Sanıyor musunuz ki İsrail ile ABD ile olan pazarlıklarında, akıllarına gelen şey insan haklarıdır, demokrasidir, eşitliktir? Gün gibi ortadadır; koltuklarına tutunmak için Türk-Kürt-Alevi-Sünni-Müslüman-gayrimüslim ayırt etmeden Türk milletine silah doğrultanları, insanlığa düşman PKK’nın ve onun elebaşı terörist Apu’yu Kürt’e temsilci atamaya kalkıyorlar. Bu zihniyet, kime ne hakkı verecek, kimin hakkını kime verecektir? Cumhuriyet olmadan demokrasi mi gelecektir? Herkesin aklını başına devşirip, bunu düşünmesini isterim. Soracaklar, 'Peki siz ne vaad ediyorsunuz?' Bizler, bütün ayrıcalıkları ve imtiyazları ortadan kaldırmayı vaad ediyoruz. Biz yıllarca istismar edilen Cumhuriyetin yeniden tahkimini, rafa kaldırılan parlamenter sistemin ise yeniden tesis edilmesini vaad ediyoruz. Biz Cumhuriyeti, milli kimliğimiz için üniter yapımızı da demokrasimiz için koruyacağız. Cumhuriyete yöneltilen her tacizi de milli varlığa saldırı sayacağız. Rahatsızlığı Türklükle, rahatsızlığı Atatürk’le olan, rahatsızlığı Cumhuriyetle olan hiç kimseye de bu topraklarda rahat vermeyeceğiz.
"HER ŞEY OLDULAR AMA BİR TEK TÜRK OLAMADILAR"
Cumhuriyet, bölgesel çatışmaların, emperyal planların bu topraklardaki tek panzehiridir. Milli kimlik ve üniter devlet çatısı, milletimizi bu ateş çemberinde koruyabilecek tek kalkandır. O yüzden yaşasın Türkiye Cumhuriyeti devleti, yaşasın büyük Türk milleti. Bugün başımıza çöreklenenler, bir türlü içlerindeki saplantıdan kurtulamadılar. Ne yaptılarsa, Mustafa Kemal’in yırtıp attığı Sevr’in acısından kurtulamadılar.
Her durakta indiler, ama ne yaptılarsa, bindikleri İngiliz gemisinden inemediler. Ne kadar saray yaptılarsa, bu memleketi vatan belleyemediler.
Ne kadar güç sahibi olurlarsa olsunlar, muktedir olamadılar. Ne kadar seçim kazandılarsa da bir türlü muzaffer olamadılar. Her yolu denediler, bırak terör örgütlerini, mafyaları, çeteleri iblislerle bile ittifak ettiler. AB’ci oldular, ABD’ci oldular, İsrail’ci oldular. Demokrat oldular, diktatör oldular. İslamcı oldular, liberal oldular. Söylemesi çok zor ama bir ara milliyetçi bile oldular. Her fikirden oldular ama Cumhuriyet’ten yana olamadılar. Her şey oldular ama bir tek Türk olamadılar. Herkesten razı ve herkese el pençe oldular, bir tek Mustafa Kemal Atatürk’ten razı olmadılar. Gönülden bir Fatiha bile okumadılar.
"TÜRK GENÇLERİNDEN ESİRGENEN UMUDU, PKK’NIN KATİLLERİNE BAHŞEDENLER TANINSIN İSTİYORUM"
O yüzden ben artık, kimin neyi bildiğini zannettiğiyle ilgilenmiyorum. Ben artık, kimin neyi temenni ettiğiyle de ilgilenmiyorum. Benim tek bir derdim var kardeşim; ayağa kaldırılacak bir Cumhuriyet kalsın istiyorum. İmar edeceğimiz bir Anadolu kalsın istiyorum. Ben artık, bu yanlışa dur diyen Türk milletini görmek istiyorum. Ben artık, Türk gençlerinden esirgenen umudu, PKK’nın katillerine bahşedenler kimdir, tanınsın istiyorum. Ben artık, analar ağlamasın diye ortaya düşenlerin, Sinan Ateş’in anasının yüzüne dahi bakmadıkları bilinsin istiyorum. Ben artık,
bize ümmetçilik oynayanların, Filistin’de, ümmeti boğazlayanlarla yaptıkları ticareti, burunlarından fitil fitil getirelim istiyorum. Ben görevi,
Türk milletine hizmet etmek olanların, Türk milletini kendine hizmetkar kılmasına, ona kendi vatanında üvey evlat muamelesi yapmasına artık dayanamıyorum. Ben artık, 'Siz barışa karşı mısınız' diye hadsizce soranların, terörün siyasi rantçıları olduğu asla ve asla unutulmasın istiyorum:
Ben, bölge bölge diye başımızda tepinenlerin, büyük Türkiye’den, Misak-ı Milli’den bahsedenlerin, Türkmeneli’nde, Doğu Türkistan’da yok edilen kardeşlerimizin katline ferman verdikleri, bir an bile akıllardan çıkmasın istiyorum.
"BU HAYASIZCA AKINI DURDURMAK İÇİN BİR ARADA OLMAYA MECBURUZ"
Ben artık, Türk ordusunun şerefli subayı Ebru teğmenin yanında olanlarla terörist Bese Hozat'tan yana olanlar açığa çıksın istiyorum. Ben artık, teröristbaşı APO’ya önder diyebilecek kadar gözü dönmüşlerin, Mustafa Kemal’e edilen hakaretlerden gizli gizli keyif alan alçakların, devletle terör örgütünü eşitleyecek kadar şuursuzlaşanların, Amerikan Büyükelçisinin talimatlarını bize devlet aklı diye satanların, 'Terörsüz Türkiye' ambalajıyla bizi yok etmesine dur demek istiyorum. Ben bu yangın, bu vatanı tamamen yok etmeden önce, herkesi 'birinci vazifesine' çağırıyorum Cumhuriyet’in bize yüklediği ödevi, Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini hatırlatıyorum. Bu hayasızca akını durdurmak için bir arada olmaya, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti’ni muhafaza ve müdafaa etmeye mecburuz diyorum. Var mısınız?"
Kaynak:ANKA Haber Ajansı
10746,98%0,04
40,59% 0,02
47,10% 1,43
4394,42% 2,22
7018,29% 1,30