DAVUTOĞLU'NDAN TÜİK'İN İŞSİZLİK VERİLERİNE TEPKİ

DAVUTOĞLU

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "TÜİK’in geçtiğimiz hafta yayınladığı yüzde 12.8’lik işsizlik oranına bakınca, koronavirüs sürecinde hepimizin yaşayarak gördüğünün, hissettiğinin aksine ülkemizde işsizlik

Partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuşan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı işsizlik verilerini eleştirdi. Davutoğlu, Türkiye'nin en temel sorununun işsizlik olduğunun altını çizdi.
“ÇARŞIDA, PAZARDA TEK GÜNDEM MADDESİ İŞSİZLİK”
Bu sorunu tam anlamak için manşet işsizlik rakamlarının önüne geçerek değerlendirme yapmak gerekir ve halkın içine girmek gerektiğini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi;
*Çünkü manşet rakamlar, ülkedeki işsizlik sorununun yarattığı sosyal tahribatın, milletin çektiği acıların anlaşılması önündeki en büyük perde halini almıştır. Trajikomik bir durum.
*TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) geçtiğimiz hafta yayınladığı yüzde 12.8'lik işsizlik oranına bakınca, corona sürecinde hepimizin yaşayarak gördüğünün, hissettiğinin aksine ülkemizde işsizlik düşüyor.
*Ne diyelim, böyle iktidara böyle TÜİK. Yahu Allah aşkına kahvede, evlerde, mahallelerde, çarşıda, pazarda tek gündem maddesi işsizlik.
“HALKIN GERÇEK MESELELERİNİ BİLEMEZLER”
“Sağır sultan duydu ama TÜİK duymamış” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti;
*Çünkü, dedik ya, Anadolu'daki halktan kopanlar, Ankara'daki bürokratik koridorlara sıkışmış olanlar bu halkın gerçek meselelerini bilemezler.
*Bugünkü iktidar ülkeyi halkın arasından değil, Ankara'nın bürokratik koridorlarından yönetmeye çalışıyor. TÜİK duymamış çünkü bu iktidar geçinemeyenden koptu.
*Ay sonunu getiremeyenden koptu. Alnının teriyle kazanmaya çalışandan koptu. Mesleği olup da emeğiyle çalışandan koptu. Bu iktidar milletten kopmuş durumda kardeşlerim.
“HİÇ KİMSE BU PROPAGANDAYA KANMIYOR”
Davutoğlu, iktidarın kendini verileriyle kandırdığını belirterek, “Ülkenin koskoca istatistik kurumu ülkemizin rakamlarına güveni ortadan kaldırdı. Hani eskiden ‘Türk'ün Türk'e propagandası' denirdi ya, bu Türk'ün Türk'e propagandası da değil, iktidarın iktidara propagandası. Çünkü Türkiye'de artık hiç kimse bu propagandaya kanmıyor” açıklamasında bulundu.
“İŞ GÜCÜ PİYASASINA DAHİL OLAMAYANLARIN SAYISI 4 MİLYON ARTMIŞ”
Son bir yılda çalışma nüfusunun 1 milyon kişi arttığını, buna karşın iş gücünün 3 milyon kişi azaldığının altını çizen Davutoğlu, “Başka bir deyişle, istihdam piyasasına girebilecek 1 milyon kişiye iş bulmak bir tarafa, iş gücünde olan 3 milyon insanımız da istihdam piyasasını terk etmiş” dedi.
“ÇALIŞABİLECEK NÜFUSUMUZUN YARISI BİLE ÇALIŞMAMAKTADIR”
“Bu nasıl bir felakettir?” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Şu an çalışabilecek nüfusumuzun yarısı bile çalışmamaktadır. Bu manzara karşısında biraz ciddiyeti olan iktidar, ağzını hiçbir konuda açmaz, kafasını ellerinin arasına alıp ‘ben nerede hata yaptım?' der. Bu elbette millete karşı hesap verme derdinde olan bir iktidarın yapacağı bir şeydir. Bunlar ne yapıyorlar? Hesap vermek bir tarafa, her konuda kendilerinden olmayana bağırıp duruyorlar, tehdit ediyorlar” şeklinde konuştu.
“KİMSE HÜKÜMET SİSTEMİ'NİN ÜLKEMİZE KAZANDIRDIKLARINDAN BAHSEDEMEDİ”
Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçilen son 2 yılda birikimli tüketici fiyatları enflasyonunun yüzde 30'un üzerinde gerçekleştiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı;
*24 Haziran 2018'de Türkiye'de sistem değişti. 8-9 Temmuz'da da yeni hükümet oluşmuştu. Yani 24 Haziran 2020'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ikinci yılıydı ama kimse bundan bahsetmedi, kimse bunu kutlamadı.
*Kimse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni ülkemize kazandırdıklarından bahsedemedi, yıldönümü yapılamadı. Halbuki ‘Cumhuriyet tarihinin en büyük devrimi' olarak lanse edilmişti.
*Niye yapılamadı biliyor musunuz? Kendileri bile bu sistemden memnun değiller. Kendileri bile gururla çıkıp, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir başarı hikayesi oluşturduğunu iddia edemiyorlar.
*Çünkü tablo ortada. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği tek akıl, kurumsal yapıların yozlaşması, bozulması, zayıflaması, çürümesiyle bugün bu ekonomik krizi ve ülkemizin geneline sirayet eden bu karamsar havayı görüyoruz.