Tarih: 26.08.2020 15:50

BİR AN ÖNCE TAHLİYE KARARI VERİLMELİ

Facebook Twitter Linked-in

Avukatların mevcut sağlık durumunun cezaevinde kalmalarının önünde engel oluşturup oluşturmadığının tespiti yönünde başvuru yapması üzerine Adli Tıp Kurumu(ATK) tarafından cezaevinde kalmalarının yaşamsal açıdan risk oluşturacağına dair rapor düzenlendi. Son dönemde iktidarın açlık grevlerine yönelik zora dayalı tutumu, müzakere yerine müdahaleden yana kararları dayatması, İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesinin kararına da yansıdı ve tahliye talepleri reddedilip, raporlar dikkate alınarak hastane koşullarında takip ve tedavilerinin ivedi olarak sağlanması için yazışmalar yapıldı. Bu karar üzerine her ikisi de cezaevinden alınıp garip bir gizlilik içinde hastanelere götürüldüler. İtirazlar reddedildi, İstanbul 38. Ağır Ceza Mahkemesi de benzer bir kararla itirazı red edip zoru destekledi.

Avukatların başvurularındaki bilgilere göre 24 saat ışığı açık tutulan bir ortamda, temizlik için gerekli olanaktan yoksun ve pandemi hastanesi olarak ayrılmış hastanelerde uzamış açlık nedeniyle bağışıklık sistemi de ileri derecede zayıflamış insanların zorla tutulması kasıtlı bir zarar verme hali olarak adlandırılabilir. Gene Nelson Mandela Kuralları madde 13’de; “Mahpuslara kalmaları için ayrılan bütün yerlerde ve özellikle uyudukları yerlerde, iklim şartlarına ve ayrıca metreküp başına düşen hava miktarına, asgari zemin alanına, aydınlatmaya, ısıtmaya ve havalandırmaya gerekli özen gösterilerek, sağlık için gerekli bütün koşullar karşılanır.” hükmü bulunmaktadır.  Madde 14’de ise; “Mahpusların yaşamaları ve çalışmaları gereken her yerde: (a) Pencereler, mahpusun gün ışığında okuma veya çalışabilmesine yeterli büyüklükte ve yapay bir havalandırma sistemi olmasına bakılmaksızın, temiz havanın girebileceği şekilde inşa edilir. (b) Mahpusun okuma veya çalışması için, görme yeteneğine zarar vermeyecek ölçüde yeterli yapay aydınlatma sağlanır.” Denilmektedir. 24 saat ışıkları açık tutmanın işkence kötü muamele kapsamında değerlendirileceği de pek çok uluslararası belgede yer alıyor. 
Mahkum koğuşlarında tutmaya zorlama, bu ortamın sağlığı daha da bozacak niteliği ve zorun hem fiziksel hem de ruhsal etkileri birlikte işkence uygulaması kapsamındadır. 
Başta Yargıtay 16. Ceza Dairesi olmak üzere yargılamayı yapan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir an önce tahliye kararları vererek, hukuka uygun davranmalarını ve böylece pandemi riski altında Hastanelerin mahkum koğuşundaki işkenceye varan uygulamalara son vermelerini beklİyoruz. 
    
    

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —