BABACAN, HAMASETLE SİYASET YAPARSANIZ SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ SÖNER

BABACAN, HAMASETLE SİYASET YAPARSANIZ SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ SÖNER

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, hükümetin sosyal medyaya engelleme ve kapatma düzenlemesine tepki gösterdi

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Karar TV’de Elif Çakır, İbrahim Kahveci ve Taha Akyol’un “Liderlerle Ekonomi” programında gündemi değerlendirdi:
GERÇEK ENFLASYON HALKIN HİSSETTİĞİDİR
Ekonomide bir halkın hissettikleri var bir de ekonomik birimlerin açıkladığı rakamlar vardır. Son aylarda açıklanan rakamlarla halkın hissettiği sanki iki ayrı ülke. Yapılması gereken en acil işlerden bir tanesi, açıklanan rakamlara güvenin yeniden oluşturulması.Gerçek enflasyonu halkımız daha iyi bilir. TÜİK rakamlarına göre, enflasyon yüzde 11-12. Gerçek ekonomi; halkın hissettiğidir.
'Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi' adı altında bir sistemsizlik oluşturuldu.

2014'ten beri Türkiye'de kademeli bir otoriterleşme başladı. Likayatli insanlar yavaş yavaş sistem dışına itildi. 15 Temmuz ile birlikte de otoriterleşme sanki meşru bir zemin kazandı. 2018'deki anayasa değişikliği ile de 'Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi' adı altında bir sistemsizlik oluşturuldu.Kovid-19 krizi daha da derinleşti, gelir dağılımı, banka bilançoları çok daha önce bozulmuştur. Şirketler 'bilanço makyajları' yapabilir ama artık bu makyajı yapmak mümkün değil. Türkiye'nin ciddi bir enflasyon sıkıntısı var.
'TEKNOLOJİYLE SAVAŞAMAZSINIZ'
Sosyal medyayı kapatmaya çalışıyorlar. Niye? Sosyal medya denemeleri oldu, baktılar ki 'dislike'larda durum felaket. 'Bu böyle olmayacak bari kapatalım' dediler. Başarısız olunca direkt müdahale. Teknoloji üreten gençlerin, gönüllerini kaybettiler örneğin. Teknoloji ile mücadele etmeleri mümkün değil. Teknoloji ile ancak yan yana yürürler. Teknoloji ile sadece büyünür. Teknoloji ile savaşmak, teknolojiyi kapatmak ya da yasaklamak mümkün değil. Bu dünya çok geride kaldı.
2019 SEÇİMLERİNDE VATANDAŞ SARI KART GÖSTERDİ
2019 yerel yönetimler seçimlerinde iktidar partisi büyük şehirleri kaybetti. Vatandaş sarı kart gösterdi. Sarı kartı yiyen oyuncu eğer hatalara devam ederse ikinci sarı kartı yer ve kırmızı olur. Bundan sonraki seçimler artık bir kırmızı kart seçimidir. Biz önümüzdeki seçimlerde sandığın kırmızı kart göstereceğini bildiğimiz için hazırlanıyoruz.
YATIRIMCI İSTİKRAR VE GÜVEN ARAR
Yatırım, üretim ve ihracat... Türkiye'nin çıkışı bunlar! Türkiye'nin, büyüme formülleri bu çerçevede yapılmalı. Fakat ortaya devlet kapitalizmi diye bir şey çıktı.
Yabancı sermaye istikrar ve ekonomik güvenlik arar. Bunlar hem uluslararası sermaye için çok önemli hem de yerli sermaye için önemli. Türkiye'yi karanlık tünel gibi gören sermaye sahipleri, başka yerlerde yatırım yapıyorlar.
EŞ-DOST PARTİSİ DEĞİL BİZ TÜRKİYE PARTİSİ İNŞA EDİYORUZ
 
İnternet sitemiz üzerinden bize yapılan başvurularla teşkilatlarımızı oluşturuyoruz. İlk defa Türkiye’de bir siyasi parti fırsat eşitliği ile kuruluyor. İsteyen herkese kapılarımız açık. İl kurucu heyetlerimizi oluşturuyoruz, insanlar ilk defa orada tanışıyorlar. Ama ortak noktaları var: Daha iyi bir Türkiye, temiz yönetim, dürüst yönetim. Bu ortak noktalarda ortak gelecek vizyonu etrafında buluşmuş farklı kesimlerden gelen insanlardan oluşan bir Türkiye partisi inşa ediyoruz. Eş, dost, akraba, tanıdık partisi değil Türkiye partisi!
GÜVEN GEREKİYOR
Türkiye’ye yatırımcının gelmesinin yolu güvenden geçiyor. Hukuki güvenlik ve ekonomik öngörülebilirlik olursa; yatırımcı da geliyor. Aslında formül çok basit. Bizim bu formülü uygulamaktan başka çaremiz yok. Sanayi çok önemli. Yüksek katma değerleri ürünleri üretmek çok önemli.
VARLIK FONU'NU KAPATACAĞIZ
Programımızda açıkça yazdık: Varlık Fonunu kapatacağız. Tam bir karadelik. Şefaf olmayan hesap verebilirliği olmayan, Sayıştay denetimi olmayan bir alan oluşmuş. Hiçbir düzenlemeye, kurala ve denetime tabi olmayan bir kara delik. Varlık fonu kurup borç aramaya çıktılar.
HAMASETLE SİYASET YAPARSANIZ SABUN KÖPÜĞÜ GİBİ SÖNER
İçeride taraftar toplamak için, kutuplaştırmak için herkesi düşman göstermek için “Eyy falanca ülke” diye bağırıyorsunuz. Kısa vadede kendi vatandaşlarımızda milli duygular kabarıyor. Ama bu bağırmaların arkasında gerçek bir güç yok; sırf lafla, hamasetle devam ederseniz o sabun köpüğü gibi söner.
Dış politika kişiselleştiğinde ülkenin çıkarı kalmıyor ve kaybettiğinizi geri getiremiyorsunuz.
ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ
Şehir Üniversitesi gibi güzide bir kurumun tamamen siyasi hesaplaşma sonucu kapatılması çok yazık. Böyle güzel kurumları inşa etmek çok zor, buraya emek veren binlerce insan var. Binlerce öğrenci, binlerce aile mağdur oldu. Eğitimi ideolojik ve siyasi çerçevelerden ele alamazsınız.