Tarih: 30.04.2020 14:51

1 MAYIS İŞÇİ VE EMEKÇİ BAYRAMINI KUTLUYORUZ

Facebook Twitter Linked-in

Sosyal Haklar Derneği İskenderun Temsilciği Adına Bülent AKBAY;Çıkarları uğruna doğayı acımasızca tahrip eden, insanlığı ölüm karanlığına sürükleyen, kölelik düzenini lütuf gibi sunan kapitalist düzenin yarattığı küresel salgının gölgesinde 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutluyoruz.   
Gördük ki ; Kapitalist düzen öldürüyor, işsiz bırakıyor, savaşlar çıkarıyor, hasta ediyor, tutukluyor, sürgüne gönderiyor, havamızı ve suyumuzu zehirliyor, özgürlükleri rafa kaldırıyor ve dinsel gericilik ile ırkçılığı silah olarak kullanarak ülkeleri ve insanları bölüyor. 
Gördük ki; patronların düzeni insanlığa sadece kan ve gözyaşının oluk gibi aktığı bir dünya vaat ediyor.
Anlaşılıyor ki önümüzdeki günlerde hayat daha da pahalı olacak ve yoksulluk artacak. 
Anlaşılıyor ki patronların düzeni insanlığa yeni sorunlar ve krizler dışında bir öneri sunamayacak. 
Anlaşılıyor ki sömürü çarklarının daha ağır sonuçlar yaratarak doğayı ve insanlığı yok edinceye kadar döndürmek niyetindeler.
Adaletten ve insanca yaşamdan uzak bir dünyayı değişmez bir kader gibi sunuyorlar. 
                                                SARAY DÜZENİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Küresel salgını insanlığın başına musallat eden kapitalist düzenin ülkemizdeki temsilcileri her şeyin değişeceğini söyleyerek işe başladılar. Ama ne yazık ki halkı yoksullaştıran politikalarında hiçbir şey değişmedi. 
•Emekçiler ölüm pahasına işe gönderildi. 
•Küresel salgını fırsata çevirenlerin, rant peşinde koşanların ve  hırsızların talanını izledik. 
•Genelgelerle baskıcı ve otoriter bir rejimin inşası sürdü. 
•Halka destek olmak yerine halka İBAN verdiler. 
•Halka destek olmak isteyenlere engel oldular.
•En temel insan hakları rafa kaldırıldı. 
•Muhalif  olmak tecavüzcü, katil veya dolandırıcı olmaktan daha tehlikeli sayıldı. 
•Emekçilerden toplanan işsizlik fonu patronların talanına açıldı.
•Ülke kaynaklarının talanına hız verildi. Temel ihtiyaçlara zam üstüne zam yapıldı.
Ve ne yazık ki yönetenlerin dilinde aynı söylem; hayat artık eskisi gibi olmayacak, yaşamın her alanı virüse göre yeniden şekillenecek, yeni yaşam tarzına geçeceğiz. İşsizlik ve yoksulluk artacak. Dişimizi ve kemerleri sıkacağız. Yani sömürü düzeni, işsizlik ve açlık dışında bir vaatleri yok.  

Oysa biliyorlar ki kapitalist düzen insanlığın kaderi değildir. Kapitalist sisteme insanlık mecbur değildir. İşte bu yüzden emekçi halkın adaletten ve insan onuruna yaraşan bir dünya özleminden dehşetle korkuyorlar.
Korktukları için neredeyse günün her saatinde halka, insana ve doğaya düşman yönetim anlayışını “kader” gibi sunan yöneticilerin nutuklarını dinletiyorlar. Sahip oldukları medya kuruluşlarında sürekli yalanlar söylüyorlar. Yargı organlarını “kamçı” gibi kullanarak tutsaklıkla tehdit ediyorlar. İşsizlikle, açlıkla ve yoksullukla toplumu terbiye etmek istiyorlar. Bu acımasız düzeni sürdürmek için insan olmanın en temel haklarını pervasızca gasp etmek istiyorlar.  
Ama tarih doğanın bir parçası olan insanlığın onurlu mücadelesiyle ilerleyebildi. 
Büyük şair Nazım Hikmet’in dediği gibi “ destanlarımızda yalnızca onların maceraları” vardır. 
            “sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur, denildi.”

Bu düzen değişecek. Tüm toplumsal kesimlerin katılımıyla emekten, halktan ve özgürlüklerden yana bir dünya kurulacak. İnsanların iş güvencesinin olduğu, ücretsiz sağlık, ücretsiz eğitim ve ücretsiz barınma hakkının olduğu, doğaya dost bir yaşamın sürdüğü insan onurunun korunduğu özgür insanlar olarak yaşayacağız bu topraklarda. Biz inandık. Siz de inanın.  
 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —