Şırnak'ta yaşamını yitiren 18 yaşındaki Rojin A.'nın ölümüyle ilgili soruşturma, aile tarafından ortaya atılan yeni iddiayla yeniden tartışma konusu oldu. Baba A.A., kızına ait olduğu belirtilen kan örneklerinin "başka bir kadına ait olduğuna dair duyum aldığını" öne sürerek savcılığa yeni dilekçe verdi. Aile, "Soruşturma karanlık noktalarla dolu, biz gerçeği öğrenmek istiyoruz" diyerek dosyanın genişletilmesini talep etti.
Rojin'in yaşamını yitirdiği gün tutulan ilk tutanak, olayın "intihar şüphesi" olarak kayda geçtiğini gösteriyor. Ancak aileye göre dosyada hâlâ yanıt bekleyen kritik sorular var: Olay yeri incelemesinin eksik yapıldığı, kan örneklerinin doğru şekilde eşleştirilmediği, adli raporların geciktiği ve bazı bulguların dosyaya yansımadığı iddia ediliyor.
Baba A.A., "Bize verilen kan örneğinin kızımıza ait olmadığı söyleniyor. Bu bilgi doğruysa, bu sadece bir ihmal değil; adalet duygumuzu paramparça eden bir skandal. Kızım kendi ayaklarıyla o eve girdi ve bir daha çıkamadı. Gerçek neyse ortaya çıksın istiyorum" dedi.
Kadın örgütleri, genç bir kadının ölümü çevresinde bu kadar çok belirsizlik varken dosyanın kapatılmak istenmesini kabul etmediklerini belirtiyor. Rojin'in yakın arkadaşları ise "Rojin güçlü biriydi, mücadeleciydi. Onun adına mücadele etmek bizim görevimiz" diyerek adalet çağrısına katıldı.
Hukukçular, kan örneği iddiasının doğrulanması hâlinde soruşturmanın tamamen yeniden ele alınabileceğini vurguluyor. Adli Tıp süreçlerinin tutarlılığı, delillerin korunması, örnek-eşleştirme zinciri ve olay yeri incelemesinin standardı gibi kritik başlıklar yeniden masaya yatırılacak.
Ailenin avukatları ise sürecin "şeffaf ve kamuoyuna açık" yürütülmesini talep ediyor:
"Rojin, istatistik değil; bir insan. Bir genç kadın. Gerçekten ne yaşandıysa bilinmesini istiyoruz. Bir adliyenin kapısı kimseye kapanmamalı."
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yeni dilekçeyi işleme aldığı ve dosyada ek inceleme talep edildiği öğrenildi. Ailenin talebi net: "Karanlık hiçbir detay kalmasın."
Bu arada Rojin'in ölümü, bölgede kadınların maruz kaldığı baskı, güvensizlik, adli süreçlerdeki eksikler ve gençlerin sessiz çığlığı üzerinden yeniden tartışma başlattı. Kadın hakları savunucuları, "Her genç kadının ölümü, sistemin neresinde gedik olduğunu bize tekrar tekrar gösteriyor" diyerek tepkilerini dile getirdi.