Türkiye siyasetinde uzun yıllardır hem iktidar hem muhalefet çevrelerinde yakından takip edilen isimlerden biri olan eski AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık, tutuklanmasının ardından ilk kez cezaevinden açıklama yaptı. Kocabıyık, yalnızca kendi tutukluluğuna ilişkin değil, Türkiye'de adalet sistemi ve demokratik işleyişin geleceğine dair sert uyarılarda bulundu.
AKP'nin kuruluş yıllarında aktif görev alan, Erdoğan'ın Pınarhisar Cezaevi döneminde dahi ziyaretine giden, uzun süre iktidar partisi içinde merkez sağ aklın temsilcilerinden kabul edilen Kocabıyık, son dönemlerde yaptığı açıklamalarla iktidar çizgisinden ayrılan eleştirileriyle tanınıyordu.
Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ihtimaline dair "Erdoğan kendine darbe yapmış olur" çıkışı büyük tartışma yaratmış; röportajının yayımlandığı 6 Ekim'den yalnızca bir gün sonra apar topar tutuklanmıştı.
Kocabıyık hakkında hazırlanan iddianamede, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, siyasi eleştiriler "hakaret" suçlamasıyla ilişkilendirilirken; gazetecilere verdiği röportajların bile cezaevine sevk gerekçesi yapılması geniş kesimlerde tepki çekmişti.
Tutuklanmasının ardından günler süren sessizliği cezaevinden gönderdiği kapsamlı mesajla bozan Kocabıyık, hem kendi tutukluluğunu hem de Türkiye'de hukuka duyulan güveni ilgilendiren çarpıcı ifadeler kullandı.
Kocabıyık, tutukluluğuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, siyaset mekanizmasına çok net eleştiriler yöneltti. Türkiye'nin hukuktan uzaklaştığını vurgulayan Kocabıyık, şöyle konuştu:
"Bir insanı susturmanın yolu onu hapse atmak değildir. Türkiye'yi yönetenler bir an önce anayasal devlet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi çizgisine geri dönsünler. Daha fazla zorlanırsa bazı şeyler tamiri imkânsız biçimde kırılır."
Kocabıyık, Türkiye'de son yıllarda tartışma yaratan yargı kararlarının toplumda büyük güvensizlik yarattığını belirterek, "Yargıdaki yozlaşma durdurulmazsa sandığa ve demokrasiye inanç zedelenir" ifadelerini kullandı.
Tutuklanmasının ardından en çok merak edilen sorulardan biri, Kocabıyık'ın İmamoğlu konusundaki tavrını sürdürüp sürdürmeyeceğiydi. Cezaevinden gelen mesaj, tartışmanın yönünü daha da sertleştirdi.
Kocabıyık, açık bir dille şu sözleri kaydetti:
"Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarını tutuksuz yargılayın. Şu bilinsin ki Ekrem İmamoğlu siyasi haklarını kullanmaktan mahrum kılınırsa herkesin siyasi meşruiyeti tartışılır."
Bu ifade, siyaset kulislerinde "en sert çıkışı cezaevinden yaptı" yorumlarına neden oldu.
Kocabıyık, tutuklanmasına ilişkin süreci anlatırken dikkat çekici detaylar verdi. Hakkındaki suçlamaların soyut olduğunu belirten Kocabıyık, yargılama sürecindeki diyalogları şöyle aktardı:
"İki sulh ceza hâkiminin karşısına çıktım. 'Röportajım ve tweetlerim var, bunların hangisinde hakaret var?' diye sordum. Cevap veremediler. Yüzüme bile bakamadılar. Başlarını eğip kaçarcasına çıktılar. Bu davranışları çok tuhaftı."
Kocabıyık'ın bu sözleri, Türkiye'de yargı bağımsızlığı ve yargıçların üzerindeki siyasi baskılar tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Kocabıyık, yöneltilen suçlamaların içeriksiz olduğunu ifade ederek "Adalet ve hukuk açısından çok üzüntü verici" dedi ve ekledi:
"Bu süreci başlatan ve sürdürenler için utanılacak bir dava. İddianamede suç olarak gösterilen sözlerin hiçbirinde ne hakaret ne de iftira vardır. İddianamenin kendisi savunmamdır."
İddianamede yer alan ifadelerin bile hukuki dayanak taşımadığını belirten Kocabıyık, siyasi saikle tutuklandığını açıkça söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Tabii ki siyasi talimatla yapılan bir tutuklama bu. Nereden geldiği de belli. Savcıların işi gücü yok benimle mi uğraşsınlar?"
Kocabıyık, açıklamasının dikkat çeken başka bir bölümünde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin son dönemde dile getirdiği "terörsüz Türkiye" açılımına da destek verdi. Tüm siyasi aktörlerin ülkenin geleceği için yapıcı adımlar atması gerektiğini söyledi.
Kocabıyık'ın hem tutuklanması hem de cezaevinden yaptığı bu sert çıkış, Ankara kulislerinde geniş yankı uyandırdı. AKP içinde uzun yıllardır milletvekilliği yapmış bir ismin bu kadar sert konuşması "içeriden yükselen en güçlü itiraz" olarak yorumlandı.
Muhalefet cephesi ise açıklamaların, Türkiye'de hukuk devletinin geldiği noktaya dair ciddi bir tablo ortaya koyduğunu savundu.