Tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son dönemde spor, medya ve magazin dünyasına yönelik yürütülen soruşturmaların uygulanış biçimine sert sözlerle tepki gösterdi. İmamoğlu, yapılan operasyonlarda masumiyet karinesinin açık biçimde ihlal edildiğini belirterek, adil yargılanma ilkesinin sistematik şekilde tahrip edildiğini vurguladı.
23 Mart'tan bu yana Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, Türkiye'nin hukuk devleti niteliğinin ağır bir sınavdan geçtiğini ifade etti. İmamoğlu, gözaltılar, operasyonlar ve soruşturma süreçlerinin kamuoyuna yansıtılış biçiminin, adalet duygusunu zedelediğini ve toplumda telafisi güç bir güven kaybı yarattığını dile getirdi.
İmamoğlu açıklamasında, soruşturma gizliliğinin fiilen ortadan kaldırıldığını, adliye koridorlarının magazin sayfalarına dönüştürüldüğünü belirterek, gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti. Yaşanan süreci "düşman hukuku" olarak tanımlayan İmamoğlu, adil yargılanma prensiplerinin yerle bir edildiği bir dönemden geçildiğini söyledi.
Türk yargısının tarihinin en büyük tahribatlarından birini yaşadığını kaydeden İmamoğlu, adalete duyulan güvenin neredeyse tamamen kaybolma noktasına geldiğini belirtti. Bu durumun yalnızca hukuk alanıyla sınırlı kalmayacağını vurgulayan İmamoğlu, adaletin zedelendiği bir ülkede ekonominin de ayakta kalamayacağını ifade etti.
"Asgari ücretin durumu bunun açık bir işaretidir" diyen İmamoğlu, adaletin olmadığı yerde hiçbir vatandaşın kendini güvende hissedemeyeceğini, toplumun umudunu ve devletin otoritesini kaybedeceğini söyledi. Yaşanan ekonomik ve sosyal faturanın her geçen gün büyüdüğünü belirten İmamoğlu, bu tablonun sorumluluğunun siyasi ve şahsi menfaatlerini önceleyen dar bir çevreye ait olduğunu dile getirdi.
İmamoğlu açıklamasının devamında, bu gidişatı sessizce izleyen herkesin sorumluluk taşıdığını belirterek, mücadelenin yargının talimatla değil hukukla işlediği, adaletin yeniden devletin temeli olduğu günler için verildiğini vurguladı. Bu nedenle ilk günden beri "kurtuluş yok tek başına" sözünü yinelediklerini ifade etti.