Tarih: 27.12.2025 11:26

İKTİDAR MEDYASINDA İŞLER KARIŞTI! AHMET HAKAN BUGÜN DE YAZDI

Facebook Twitter Linked-in

İktidara yakın televizyon kanallarında AKP'li siyasetçiler yerine gazetecilerin AKP'yi savunduğu yönündeki eleştirilerle başlayan tartışmalar büyüyerek sürüyor. Medya dünyasında uzun süredir kulislerde konuşulan bu rahatsızlık, artık açık biçimde iktidara yakın medya organlarında da dile getiriliyor. Tartışmanın fitilini ateşleyen isim olan Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, konuya bugün bir kez daha köşesinde yer verdi.

İktidara yakın kanallarda yapılan tartışma programlarında gazetecilerin siyasi savunma pozisyonuna geçmesi, AKP içinde ve iktidar medyasında dikkat çekici bir kırılmaya yol açtı. Eleştiriler yalnızca muhalefet cephesinden değil, bizzat iktidara yakın isimlerden ve aynı medya ekosisteminin içinden yükselmeye başladı.

AHMET HAKAN'IN YAZISI TARTIŞMANIN FİTİLİNİ ATEŞLEDİ

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'ın, iktidara yakın televizyon kanallarında AKP'yi savunması gerekenlerin gazeteciler değil, milletvekilleri olması gerektiğini savunduğu yazısı, tartışmanın başlangıç noktası oldu. Bu yazının ardından, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da milletvekillerine ekranlarda daha aktif olmaları yönünde talimat verdiği iddia edildi.

Söz konusu iddia, medya–siyaset ilişkisi açısından yeni bir tartışma alanı açarken, iktidar medyasındaki bazı isimler arasındaki görüş ayrılıklarını da görünür hale getirdi.

AYNI MEDYA GRUBUNDA SERT ELEŞTİRİLER

Medyadaki bazı gazetecilerin AKP'den daha fazla AKP'yi savunduğu yönündeki eleştiriler, artık açık biçimde iktidar medyasında da dile getirilmeye başlandı. Aynı medya grubunda yer alan bazı isimler, birbirlerini sert ifadelerle eleştirdi.

Ahmet Hakan, bir yazısında hem eski AKP Milletvekili Şamil Tayyar'ı hem de gazeteci Cem Küçük'ü hedef aldı. Bu çıkış, tartışmanın kişisel polemik boyutuna taşınmasına da neden oldu.

ŞAMİL TAYYAR: "REİS'E DESTEK MASKESİ"

Şamil Tayyar ise eleştirilere sert bir yanıt verdi. Tayyar, "Reis'e destek maskesi" takan bazı isimlerin ahkâm kestiğini belirterek, iktidar medyasında ciddi bir liyakat sorunu bulunduğunu savundu.

Tayyar, Habertürk'e uzun süredir bir Genel Yayın Yönetmeni atanmamış olmasını da bu liyakat sorununun en somut göstergelerinden biri olarak gösterdi. Bu açıklamalar, tartışmanın sadece yorumculuk değil, medya yönetimi ve kadro yapısı boyutuna da taşındığını ortaya koydu.

HANDE FIRAT DA TARTIŞMAYA DAHİL OLDU

Hürriyet yazarı Hande Fırat da konuya köşesinden dahil oldu. "İğneyi kendimize batırmak" başlıklı yazısında, gazetecilik sınırları, yorumculuk ile siyaset arasındaki çizgi ve mesleğin sorumlulukları üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Fırat'ın yazısı, tartışmanın yalnızca siyasi pozisyonlar üzerinden değil, gazetecilik etiği ve mesleki sınırlar üzerinden de ele alınmaya başlandığını gösterdi.

ZAFER ŞAHİN YORUMCULUKTAN ÇEKİLDİ

Medyadaki tarafsızlık ve rol tartışmaları sürerken, dikkat çeken bir gelişme daha yaşandı. Zafer Şahin, CNN Türk'teki yorumculuk görevinden çekildiğini açıkladı. Bu adım, iktidar medyasındaki tartışmaların fiili sonuçlar doğurmaya başladığı şeklinde yorumlandı.

AKP MEDYA BAŞKANI'NDAN DİKKAT ÇEKEN MESAJ

Tartışmaların tam ortasında AKP Medya Başkanı Faruk Acar da dikkat çeken bir mesaj paylaştı. Acar, millî konular dışında zaten yorum yapılmadığını öne sürerek, eleştirilere dolaylı bir yanıt verdi. Bu açıklama, tartışmayı daha da alevlendiren başlıklardan biri oldu.

AHMET HAKAN: "AMACIM GAZETECİLERİ TARTIŞMAYA AÇMAK DEĞİLDİ"

Tartışmalar devam ederken Ahmet Hakan, konuyu bir kez daha köşesine taşıdı. Hakan, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"Ekranlarda sadece belli görüşten gazeteciler mi olacak?
Tabii ki hayır.
Her görüşten, her meşrepten, her yaklaşımdan gazeteciler ekranlarda olmalı.
Muhalefet çizgisine yakın gazeteciler de ekranlarda olacak, iktidar çizgisine yakın gazeteciler de.

Aslında gazetecileri bu şekilde ayırmak, kutuplaştırmak, damgalamak da doğru değil.
Gazeteci, gazetecidir.
Gazeteci tabii ki ekranlara çıkacak, konuşacak, yorum yapacak.
Hangi konuda ne düşünüyorsa onu söyleyecek.

Son günlerde gazeteciler, gazetecilik mesleğinin kurdu haline geldiler.
Büyük bir iştahla, büyük bir zevkle gazeteci dedikodusu yapıyorlar.
Bayılıyorlar bunu yapmaya. Meslek yıpratıyorlar ha bire.
Üstelik birkaç kötü örnek üzerinden yapıyorlar bunu.

Her meslek grubunda olduğu gibi gazetecilikte de suça bulaşanlar olabilir.
Ancak mesleği töhmet altında bırakan yaklaşımların artık bir tarafa bırakılması gerekir.

Geçtiğimiz günlerde 'AK Parti milletvekilleri ekranlara çıkmalı' diye bir yazı yazmıştım.
Benim bu yazıdaki amacım, ekranlardaki gazetecileri tartışmaya açmak değildi.

Üç cümleyle özetlemek gerekirse şunları söylemek istemiştim ben:

Bir kez daha söylüyorum:
Bırakalım artık gazetecileri ayırmayı, kutuplaştırmayı, itibarsızlaştırmayı, ille de bir yerlere yamamayı, gözünü oymayı.

İşin en acı tarafı ise şu:
Bunu gazetecilere söylemek durumunda kalmak."

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —