ABD Temsilciler Meclisi tutanakları, Türkiye'nin nadir toprak elementlerinin ABD yönetimi tarafından stratejik hedef olarak tanımlandığını ortaya koydu.
CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, sürecin Erdoğan–Trump görüşmesinden aylar önce planlandığını öne sürdü.
Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada,
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çantasına koyup Trump'ın pazarlık masasına götürdüğü Nadir Toprak Elementleri konusunun, ABD yönetimi tarafından hangi mutfakta, nasıl pişirildiğini tespit ettik." ifadelerini kullandı.
CHP'li Deniz Yavuzyılmaz, ABD Temsilciler Meclisi tutanaklarına dayanarak dikkat çekici bir iddia ortaya attı: Trump yönetimi, Erdoğan'la görüşmesinden yedi ay önce Türkiye'deki nadir elementler için planlama yapmış.
CHP Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, Türkiye'nin nadir toprak elementleri rezervlerinin ABD ile pazarlık konusu yapıldığına dair iddiaları yeni bir boyuta taşıdı. Yavuzyılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ne bağlı Avrupa Alt Komitesi'nin tutanaklarını paylaşarak, sürecin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin ABD Başkanı Donald Trump arasındaki görüşmeden aylar önce planlandığını öne sürdü.
Yavuzyılmaz, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çantasına koyup Trump'ın pazarlık masasına götürdüğü Nadir Toprak Elementleri konusunun, ABD yönetimi tarafından hangi mutfakta, nasıl pişirildiğini tespit ettik" ifadelerini kullandı.
CHP'li Yavuzyılmaz'ın dayandığı belgeler, 5 Mart 2025'te ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'ne bağlı Avrupa Alt Komitesi'nde düzenlenen "Boşluğu Kapatmak: Doğu ve Batı Arasında Türkiye" başlıklı toplantıya ait.
Paylaşıma göre, bu tutanaklarda Trump yönetiminin Türkiye'deki 694 milyon tonluk nadir toprak elementi yatağını "stratejik hedef" olarak değerlendirdiği görülüyor. Belgelerde, ABD'nin Türkiye ile bu alanda bir anlaşma yapmaması durumunda "boşluğu başka bir gücün, özellikle Çin'in dolduracağı" yönünde endişelerin dile getirildiği belirtiliyor.
Toplantıda, "Türkiye ile masaya oturma" sürecinin rakiplerden önce ABD tarafından yürütülmesi gerektiği vurgulanırken, Çin'in dünyadaki işlenmiş kritik minerallerin yüzde 92'sini kontrol ettiği bilgisi de öne çıkıyor.
Yavuzyılmaz, söz konusu oturumdan sadece yedi ay sonra, 25 Eylül 2025'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Trump ile bir araya geldiğini hatırlattı. CHP'li isim, "Ve Trump, Erdoğan'dan ne istediyse o pazarlık masasından alarak kalkıyor" ifadeleriyle görüşmenin Türkiye aleyhine sonuçlar doğurduğunu ima etti.
Erdoğan-Trump görüşmesi o dönemde uluslararası basında geniş yer bulmuş, ancak yapılan resmi açıklamalarda nadir toprak elementlerine ilişkin herhangi bir mutabakattan söz edilmemişti. Görüşme sonrası, iki ülke arasında "stratejik sivil nükleer işbirliği" konusunda bir mutabakat imzalandığı duyurulmuştu.
ABD Kongresi'nin resmi kayıtları, 5 Mart 2025'te "Doğu ve Batı Arasında Türkiye" başlıklı bir oturum düzenlendiğini doğruluyor. Oturumda Türkiye'nin NATO'daki rolü, jeostratejik konumu ve enerji kaynaklarıyla birlikte nadir toprak rezervlerinin de gündeme geldiği biliniyor.
Yavuzyılmaz'ın paylaştığı belgeye göre, ABD tarafı Türkiye'deki nadir elementleri "küresel tedarik zincirinde stratejik fırsat" olarak nitelendirdi. CHP'li siyasetçi, bu belgelerin Erdoğan-Trump görüşmesinin arka planını ortaya koyduğunu savunarak, "Türkiye'nin yeraltı zenginlikleri üzerinden dış politika planlandığını açıkça görüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.