Hatay'ın Defne ilçesinde tiyatro salonu talebi gündeme taşındı.2005 ten beri sahnelerde olan 6 Şubat depreminde sahnesi yıkılmasına rağmen yeniden kültürel hayatı canlandırmaya çalışan Epik Sanat Tiyatrosu, ilçede tiyatro salonu eksikliğini vurgulayarak yetkililere çağrıda bulundu.
Epik Sanat Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni ve oyuncusu Gökhan Altunöz, yaptığı açıklamada tiyatronun ekmek, su, yol ve hastane kadar yaşamsal bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Altunöz, bugüne kadar sahneye koyduğu eserlerle bölgenin kültür-sanat hayatına katkı sundu. "Yaşamak Şakaya Gelmez", "Adı Kadın", "Sokağa Yansıyanlar", "Susmak", "Beyinsizler" ve son olarak deprem sonrası yeniden sahnelenen "Nazım" adlı oyunların yazarı ve yönetmeni olan Altunöz, kültürel üretimin kentin yeniden ayağa kalkması için vazgeçilmez olduğunu ifade etti.
Altunöz'ün kaleme aldığı çağrı metninde şu ifadelere yer verildi:
" Hatay'ın Defne ilçesinde bir tiyatro salonu istiyoruz. Tiyatro salonu, ekmek, su, yol kadar, hatta bir hastane veya okul kadar hayati bir ihtiyaçtır. Yıllardır Defne'de bir tiyatro salonu bulunmaması ve bu konuda somut adımlar atılmaması, ilçemizin kültürel gelişimini ve halkın sanatla buluşma hakkını engellemektedir.
Tiyatro yalnızca sahnedeki oyuncular için değil, seyirciler için de vazgeçilmezdir. İnsanların topluca oyun izlemesi, düşünmesi, sorgulaması, gülmesi ve duygulanması, bir toplumun ruhsal ve kültürel gelişiminin temel taşlarındandır. Seyirci için tiyatro salonu, günlük hayatın yükünden çıkıp nefes alabildiği, kendini sanatla besleyebildiği bir mekândır. Bir şehirde yol, su, hastane, okul, kütüphane veya adliye ne kadar yaşamsalsa, tiyatro salonu da aynı derecede elzemdir. Çünkü insan yalnızca bedeniyle değil, ruhuyla da yaşar; sanat ise insan ruhunun en temel ihtiyacıdır.
Tiyatro salonu sadece sahne ve koltuklardan ibaret değildir; çocukların ve gençlerin ufkunu açacak, insanların kendini görme ve sorgulama fırsatı bulacağı, toplumun kalbine dokunacak bir buluşma alanıdır. Depremle ağır yara alan bu şehirde, seyircinin birlikte oyun izlemesi, yan yana gülmesi, ağlaması ve düşünmesi, yeniden ayağa kalkmanın en güçlü yollarından biridir. Tiyatrosuz bir şehir, nefessiz kalmış gibidir. Böyle bir mekân açmak, seyirciye yeni bir meydan, yeni bir nefes ve yeni bir umut kazandırmaktır.
Defne'de tiyatro salonu kurulması yalnızca sanatçılar için değil, seyirciler ve halk için de en temel ihtiyaçlardan biridir. Çünkü tiyatro salonu, sahnede yükselen bir oyunla değil, onu izleyen, onunla düşünen ve onunla duygulanan seyirciyle var olur. Unutulmamalıdır ki, tiyatro salonu bir kentin kültür kalbidir. Bu kalbin Defne'de atması için yetkilileri göreve çağırıyoruz. İlçemizin kültür hayatını besleyecek bir tiyatro salonu aynı zamanda bir **kültür merkezi** işlevi görerek bölgenin en önemli ihtiyaçlarından birini karşılayacaktır.
Muhsin Ertuğrul yıllar öncesinden sesleniyor:
"Ben bir tiyatro istiyorum. Bir tiyatro binası lâzım, bu İstanbul şehrine her şeyden evvel bir tiyatro binası lâzım. Bu bina mezbahadan, halden, köprüden, hastaneden, hatta mektepten daha mühim. Onun için bu şehre bir tiyatro istiyorum… (…) Efendiler, beyler, paşalar; Vilayet mi, Maarif mi, Başvekalet mi, bu binayı yaptırmak kuvvetini haiz makam hangisiyse ona hitap ediyorum ve diyorum ki: Bir tiyatro istiyoruz efendim, bir tiyatro…"
Biz de diyoruz ki: Sayın yetkililer, değerli yöneticiler; ister Valilik, ister Belediye, ister Kültür ve Turizm Bakanlığı, isterse ilgili tüm kurumlar olsun, bu tiyatro binasını yaptırma gücüne sahip olan kimseye sesleniyoruz ve diyoruz ki: Defne'de bir tiyatro istiyoruz efendim, bir tiyatro… "