ERDOĞAN’DAN YUNANİSTAN AÇIKLAMASI: "BU ÜRETİM YUNAN'I ÜRKÜTÜYOR. 'TAYFUN FÜZESİ ATİNA'YI VURACAK' DİYORLAR. SEN RAHAT DURMAZSAN, VURACAK TABİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun Gençlik Buluşması’nda “Şimdi F-16'ın mühimmatını biz yapıyoruz. İHA'ların SİHA'ların mühimmatını yapıyoruz. Bu işi başaracağız. Bu üretim Yunan'ı ürkütüyor. 'Tayfun Füzesi Atina'yı vuracak' diyorlar. Sen rahat durmazsan, vuracak tabii. Sen Amerika'dan adalara oradan buradan bir şey almaya çalışırsan Türkiye gibi bir ülke de armut toplamayacak” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Samsun Ömer Halisdemir Spor Salonu'nda Gençlik Buluşması’na katıldı. Gençlerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, sahneye Orhan Gencebay’ın ‘Mevsim Bahar Olunca’ şarkısı eşliğinde çıktı. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“BİZİM TÜRKİYE YÜZYILI'NDAKİ YOLDAŞLARIMIZ SİZLERSİNİZ”

“Bilgiye ve kaynağa erişmenin imkanın zor olduğu bir dönemde bu mücadele kolay geçmedi. Ben burslarla okumadım. Hem çalıştım hem okudum. Bu şekilde okulları tamamladık. Ve hayatın meşakkatli yollarında ya fikren ya fiilen kaybettiğimiz nice arkadaşlarımız oldu. Verdiğimiz emekler, girdiğimiz riskler boşa gitmedi, kazanan yine biz olduk. Ülke ve dünya çapında nice başarılara imza atan arkadaşlarımız da oldu. Verdiğimiz emekler, döktüğümüz terler, girdiğimiz riskler boşa gitmedi, kazanan yine biz olduk. Bugün sizlerle bir araya gelmemize vesile olan büyük projelerimizi, gelecek için kurduğumuz büyük hayalleri, geçmişte ödediğimiz o bedellere borçluyuz. Size olan güvenimiz sayesinde Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu böylesine güvenli ve kararlı bir şekilde ifade edebiliyoruz. Bizim Türkiye Yüzyılı'ndaki yoldaşlarımız sizlersiniz.

“‘TEKNOFEST KUŞAĞI' DENMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEMİŞTİM”

Sizler için Z kuşağı diyorlar. Halbuki biz karşımızda maziden atiye kurdukları köprüyle özgürlüğü, hakkaniyeti, çalışmayı, üretmeyi, hayatlarının merkezine koyan bir gençlik görüyoruz. Ben bu gençliğe, Samsun'da da ifade ettim, TEKNOFEST açılışlarında şahit olduğum manzaradan hareketle illa bir isim konulacaksa 'TEKNOFEST kuşağı' denmesi gerektiğini söylemiştim. Birileri gençliğimizin dünyanın dört bir yanında gösterdiği başarıyı yanlış anlıyor. Kökü mazide yani geçmişte olan ati gelecek olan bu gençlerimiz ülkemizin Türkiye Yüzyılı hazırlığının en önemli gücüdür. Artık bizler sizin zamanınız misafiriyiz. Olaya böyle bakıyoruz.

“DÜŞÜNÜN 76 ÜNİVERSİTEYLE BAŞLADIK, ŞU ANDA 208 ÜNİVERSİTEMİZ VAR”

… Düşünün 76 üniversiteyle başladık, şu anda 208 üniversitemiz var. Ama kim derdi ki Ağrı, Iğdır, Muş'ta üniversite olacak da Ağrılı, Iğdırlı, Muşlu Ahmet, Mehmet, buradan kalkıp İstanbul'a gitmeyecek, Ankara'ya gitmeyecek, burada kendi vilayetindeki üniversitede okuyacak. Geçen hafta Urfa'da İbrahim (Tatlıses) Bey yine nüktesini yaptı, 'Urfa'da Oxford vardı da biz gitmedik mi?' dedi. Gerçekten buralara bu üniversiteler getirilmedi ki. Yoksa bu ülkenin çocukları zeki. Bu üniversitelerde okumak suretiyle çok daha erkenden bir yerlere ulaşabilirlerdi. Ama gel gör ki bizden önce gelen yönetimler ülkemizin dört bir yanını üniversitelerle donatmadılar ama dört bir yanını biz üniversitelerle donattık, donatıyoruz. Biz diyoruz ki Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin kalkıp Muş'tan, Ağrı'dan Ankara'ya İstanbul'a gitmesin. Ankara, İstanbul, İzmir'deki profesörlerimiz gelsinler Ağrı, Muş, Iğdır, Hakkari'deki üniversitelerimizde yavrularımızı eğitsinler, yetiştirsinler. Biz bunu başardık.

“LOJMANLAR VE 10-15 DAKİKADA LOJMANDAN ÖĞRETİM ÜYEMİZ ÜNİVERSİTEYE GEÇEBİLİYOR, BUNLARI YAPTIK”

Modern üniversiteler kurduk ve modern üniversitelerle beraber sağ olsun hocalarımız da oralara gelip, oralarda derslerini vermek suretiyle birçok şeyi başardılar. Ben mesela Rizeliyim. Mesela Rize'deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin lojmanlarından tut her şeyini hassasiyetle düşündük. Niye? Öğretim üyesi oraya gelsin diye. Modern lojmanlar ve 10-15 dakikada lojmandan öğretim üyemiz üniversiteye geçebiliyor, bunları yaptık. Üniversite hakeza öyle bir konumda. Şu anda 19 bin öğrencisi var. Biz bunu 81 vilayetimize yaydık ve bundan sonraki süreçte de özellikle sizin branşlarınızda bu işi yaygınlaştırarak gençliğimizi çok daha yoğun bir şekilde teknik, teknolojik alanda da yetiştirerek geleceğe hazırlayacağız

“TABİİ BU BASIN AÇIKLAMASIYLA BİRLİKTE BİR SÜRECİ BAŞLATTIK. PEKİ BUNA GEREK VAR MIYDI? ASLINDA GEREK YOKTU”

Dün Grup Başkanvekilimiz Özlem Hanım orada başı örtülü, başı açık bir grup arkadaşımızla bu basın açıklamasını yaptılar. Tabii bu basın açıklamasıyla birlikte bir süreci başlattık. Peki buna gerek var mıydı? Aslında gerek yoktu. Fakat burada sağ olsun Sayın Kılıçdaroğlu bize bir pas attı. Bizim de bu pası değerlendirmemiz lazım. Arkadaşlarla hemen çalışmaya başladık. Dedik ki yasal düzenlemeyle bu iş çözülmez. Biz bir anayasal düzenleme yapalım ki önüne gelen bu konuyu istismar etmesin. Çünkü sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bir istismardı. Geçmişte bunu yaptılar. Benim kızlarım, İmam Hatip’te okumalarına rağmen bu çileyi çok çektiler. Ben mesela kızlarımdan bir tanesini İstanbul’dan alıp Trabzon’a götürmek durumunda kaldım. İmam Hatip’te bile başörtüsüyle ilgili sorun var. Konu sadece başörtüsü sorunu değil. Başı örtülü ya da başı açık. Kızlarımıza yapılan bu zulüm hakikaten ifade edilemez. Bu çünkü tam manasıyla hak ve özgürlük mücadelesi.

“ARKADAŞLARIMIZ, BAYANLAR OLARAK BU BASIN TOPLANTISINI YAPTILAR. SONUNA KADAR İŞİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Eğitim öğretimde bir hak ve özgürlük mücadelesini dedik ki bunu anayasal teminat altına alalım ve bu iş paspas haline getirilmesin. Kendi içlerinde bu işin tartışması başladı. Bu konuda ne kadar samimiler göreceğiz. Biz zaten bu konuda samimiyiz. Altılı Masa’nın içinde samimi olanları ve olmayanları göreceğiz. Şu anda yol çıktık. Arkadaşlarımız, bayanlar olarak bu basın toplantısını yaptılar. Sonuna kadar işin takipçisi olacağız. Gerekirse, ihtiyaç olursa bu işi referanduma da götürebiliriz. Bununla ne demek istiyoruz? Millete gidelim. Eğer bunlar parlamentoda bu işi çözmezlerse çözüm yeri neresi? Millet. Gideriz millete.

“BUNDAN SONRAKİ SÜRECİ PARLAMENTODA TAKİP EDECEĞİZ”

Bu ülkede artık başı açık başı örtülü diye bir sorun olmaması lazım. Bırakalım herkes rahatlıkla eğitimini öğretimini yapsın. Herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden. 'Gitsin temizlikçilik yapsın' diyebiliyorsun, 'Çarşıda pazarda şunu bunu yapsın' diyebiliyorsun, tamam da okumasına niye engel oluyorsun? Okusun. Yani doktor olması yasak, mühendis olması yasak, temizlikçi olması veya tarlada, herhangi bir yerde çiftçi olması serbest. Böyle bir adaletsizlik olur mu? Bu, insan haklarına bir defa ters. Güzel bir basın toplantısı yaptı arkadaşlar, sağ olsunlar. Bundan sonraki süreci parlamentoda takip edeceğiz.

"TÜRKİYE GİBİ BİR ÜLKE DE ARMUT TOPLAMAYACAK"

Şimdi F-16'ın mühimmatını biz yapıyoruz. İHA'ların SİHA'ların mühimmatını yapıyoruz. Bu işi başaracağız. Bu üretim Yunan'ı ürkütüyor. 'Tayfun Füzesi Atina'yı vuracak' diyorlar. Sen rahat durmazsan, vuracak tabii. Sen Amerika'dan adalara oradan buradan bir şey almaya çalışırsan Türkiye gibi bir ülke de armut toplamayacak.

“DEFALARCA KENDİLERİNE SÖYLEMEME RAĞMEN HİÇ UMURLARINDA DEĞİL”

4 bin 5 bin TIR, Suriye'nin kuzeyine ABD silah mühimmat gönderiyor. Bunu defalarca kendilerine söylememe rağmen hiç umurlarında değil. Kusura bakmayın biz NATO'da beraberiz, beraber olmamıza rağmen siz bize yanlış yapıyorsunuz. Öyleyse kendi göbeğimizi kendimiz keseriz."